“Müzeler Halka, Sanat Barikatlara”

23/11/2011 / skopbülten

Heykeltıraş Noah Fischer’ın önderliğindeki “Occupy Museums” hareketinin son hedeflerinden biri, New York’taki Amerikan Doğa Tarihi Müzesi. Eylem, petrol zengini David Koch’un Müze’ye yaptığı 20 milyon dolarlık bağışın perde arkasını, bu vesileyle de genel olarak “hayırseverlik” faaliyetlerinin saiklerini sorguluyor. “Bilim ve sanat anlatısını finanse etmek, insanların kültür algısını denetlemek anlamına geliyor olabilir mi? Aslında hiç de hayırlı işler yapmayanlar, kültürel hayırseverlik görüntüsü altında iyi işler yaptıkları imajını yaratıyor olabilirler mi?”[1] İşte sanatçılar, Doğa Tarihi Müzesi işgallerinde bu soruları gündeme getiriyorlar.

 

“Hayırsever, Ne Zaman Bir Tehdide Dönüşür?” Occupy Museums

rehberliğinde Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nde David Koch

Dinozor Kanadı turu.

David Koch, ABD’nin en büyük özel şirketlerinden Koch Industries’in sahibi. Muhafazakâr politik hareketlere, küresel ısınmanın “tehlikeli olmadığını” kanıtlamaya yönelik kampanya ve araştırmalara verdiği destekle tanınıyor. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’ne yaptığı 20 milyon dolarlık bağış sayesinde, adını New York’un en çok ziyaret edilen kamusal müzelerinden birinin salonlarına yazdırmıştı. 2010 yılında Smithsonian Enstitüsü’ne yaptığı bağışla da gündeme geldi. Enstitü’nün bugün “David H. Koch İnsanın Kökenleri Salonu” olarak anılan sergi salonlarında, insanın küresel ısınmaya uygun olarak evrim geçirdiği, dolayısıyla bugün küresel şirketlerin kâr hırsıyla gezegen üzerinde yarattıkları tahribat yüzünden koparılan fırtınanın gereksiz olduğu mesajı veriliyor.[2]

                                                                       ●

ABD’de  küresel şirketlere (korporasyonlara) karşı mücadele eden “Occupy” hareketinin, işçilerle dayanışarak, müzeleri de hedef alması, artık bu kurumların modern zamanlarda olduğu gibi sanatın ve devletin gücünden çok, özel servetin gücünü sembolleştirdiğine işaret ediyor. Ayrıca Fukuyama’nınki gibi neo-liberal ütopyaların öne sürdüğünün tersine, ne toplumsal sınıfların, ne toplumsal tarihin, ne de sanatın toplumsal hayatı dönüştürme davasının sona ermediğini kanıtlıyor. Paris işgalinde sanatçılar önemli bir rol oynamıştı – özellikle de sitüasyonistler. Şimdi Wall Street işgalinde de sanatçılar ön saflarda; gene Paris işgalinde olduğu gibi direnişlerle işçiler arasında şiirsel bir birlik kurmaya çabalıyorlar. [EG-AA]

 

Oakland’da sanatçıların polis barikatlarını dağıtarak kurdukları heykel



[1] http://www.nycga.net/events/event/occupy-museums-week-3/

[2] http://www.newyorker.com/reporting/2010/08/30/100830fa_fact_mayer?currentPage=10

Occupy Museums, müze