Kültürel Kolonyalizmi İşgal Et: Occupy'cıların Bergama Müzesi Eylemi

21/7/2012 / skopbülten

 

 

 

Occupy Museums hareketine bağlı bir grup, Berlin Bienali sırasında Berlin’deki Bergama Müzesi’nde bir eylem gerçekleştirdi. Eylemciler, kültürel kolonyalizmi, sanatın kolonyalizmin bir parçası olmasını ve bu ilişkilerin bugünün dünya politikasında hâlâ etkin olmasını hedef aldı.

1910 yılında inşaatına başlanan Berlin’deki Bergama Müzesi, tamamı Türkiye’den taşınmış olan bir antik eser koleksiyonunu sergilemek üzere tasarlanmıştı. Bu dev koleksiyon, pek çok anıtsal yapıyı da kapsıyordu; örneğin Bergama'nın Zeus Sunağı, Milet'in Pazar Kapısı, Bergama Athena Tapınağı’nın Girişi, Babil'in İştar Kapısı, Amman'ın Mşatta Cephesi, Halep Odası... Bu koleksiyonun Almanya’da teşhir edilmesinin meşruiyeti ne zamandır tartışma konusuydu. Fakat koleksiyonun Türkiye’ye ‘iadesine’ yönelik talepler de her zaman sonuçsuz kalmıştı.

25 kişilik işgalci grubu, Bergama Müzesi’nde bir eylem yapmaya karar verdiklerinde, önlerinde öncelikle aşmaları gereken bir engel vardı. Müzeye giriş ücretliydi. Fakat çözüm derhal bulundu. Okul grupları müzeye bedava girebiliyordu. Hemen “Autonomous University of NYC” (New York Özerk Üniversitesi) adlı var olmayan bir okula bağlı bir grup öğrencinin Bergama Müzesi’ne yapmak istedikleri bir gezi için izin isteyen sahte bir resmî mektup düzenlendi ve müze yönetimine gönderildi. Müze yönetiminin geziyi onaylaması üzerine sahte “Autonomous University of NYC” öğrenci kimlik kartları hazırlandı ve harekete geçildi.

 

 

 

Müzeye giren grup biraz turladıktan sonra Bergama Sunağı’nın basamaklarında toplandı ve “ders başladı”: “Profesörlerden biri”, “öğrencilere” müzenin içindeki eserlerin kökenlerini anlatmaya koyuldu.Turistler neler olduğunu görmek için daha yakına gelmeye, grubun fotoğraflarını çekmeye başladılar. Derken, “hamile” bir kadın bir Occupy Wall Street pankartı “doğurdu”. Mikrofonlar ve el ilanları ortaya çıktı. Grup Bergama Sunağı’nı, Müze’deki tüm turistlerin de katıldığı pankartlı bir geçit töreniyle terk etti. Turistlerin de müzeden çıkışıyla birlikte Bergama Sunağı ilk kez müzenin açık olduğu bir saatte, en tepede yalnız duran bir güvenlik görevlisi dışında kimsesiz kalıyordu.

Geçit töreninin ardından, dışarıda toplanan kalabalığın önünde şu metin okundu:

Berlin’de, Bergama Sunağı adlı ünlü bir hazine vardır. Antik Yunan’dan kalan bu dev heykel, ‘Gigantomachy’ olarak bilinen, devler ve tanrılar arasındaki bir savaşı tasvir eder. Zaferi ve ahlakı yücelten bir kültürün eseri olan sunak, 19. yüzyılın sonlarında, bugün Türkiye sınırlarında bulunan özgün yerinden alınmış ve Berlin’deki Müze Adası’na taşınmıştır. O zamanlardan bu yana, Hem Almanya, hem de Sovyetler Birliği tarafından bir güç sembolü olarak kullanılmış ve istismar edilmiştir. Bergama Sunağı, kültürün, güce sahip olanlar tarafından yerinden edilmesinin ve işgal edilmesinin sembolü olmuştur. Türkiye’ye iadesi için çağrı da yapılmıştır.

Biz, sanatın ve kültürel mirasın kolonizasyonunu ve suistimalini sorgulamak için buradayız. Berlin’de ‘mutenalaştırma’ girişimlerinden muzdarip olan Türk nüfus ile dayanışma içindeyiz. Bu sunağı,  paylaşımın ve mülkiyetin tasfiyesinin zaferini kutsamak için kullanacağız. [RO]

 

http://occupymuseums.org/

http://occupymuseums.org/blog/pergamon-altar-action/

 

kolonyalizm, Occupy Museums