Rimbaud’dan Mektup Var: Lanetli Şair, Komün ve Mağlupların Tarihi

3/2/2019 / skopbülten / Uraz Aydın

Arthur Rimbaud’nun, Paris Komünü’nün önemli simalarından Jules Andrieu’ye yazdığı ve bugüne dek bilinmeyen bir mektubu geçtiğimiz aylarda keşfedildi. Mektup, üzerine çalışmayı tasarladığı bir kitabın temel eksenini aktarıp bir dizi soru soran Rimbaud’nun bir randevu talebiyle sona eriyor.

Andrieu ailesinin arşivlerinde küçük torunları tarafından bulunan mektup Andrieu’nün anısına hazırlanan bir kitapta basılmıştır.[1] Rimbaud uzmanı Frédéric Thomas mektubu fark eder. Aileyle irtibata geçerek bir örneğini alır ve şair hakkında önemli çalışmalara imza atmış başka uzmanlara da danışarak mektubun gerçekten Rimbaud’nun kaleminden çıkıp çıkmadığını inceler. Mektubun aslını görmediği, ancak bir tıpkıbasımı üzerinden çalışmak zorunda kaldığı için küçük bir şerh koyma ihtiyacını hissetmekle birlikte, Thomas mektubun tarzı, ruhu, kullanılan kelimeler, verilen kişisel, tarihsel ve edebi referanslar ve Rimbaud’nun hayatının son dönemindeki on yıllık Afrika macerası sırasında gönderilen mektuplardaki üslupla örtüşmesi nedeniyle sahih bir Rimbaud mektubuyla karşı karşıya olduğumuza kanaat getirir. Rimbaldyen (evet öyle deniyor) çalışmalar dergisi Parade Sauvage’da yayınladığı uzun bir yazıyla bu sahihlik iddiasının dayanaklarını sunar.[2]


       

Arthur Rimbaud, 1854-1891                                      Jules Andrieu, 1838-1884


 

Rimbaud'nun Andrieu'ye mektubu 

 

Entelektüel Bir Komünar

Jules Andrieu esasen şair Paul Verlaine’in dostu. Kendisi de, bilindiği gibi Rimbaud’nun sevgilisidir, ki nedense Rimbaud’nun hayatıyla ilgili en çok bilinen konu budur. 1838 Paris doğumlu Andrieu, edebiyat, şiir, tarih, felsefe, dilbilimi gibi pek çok konuda engin bilgiye sahip, Ortaçağ tarihi üzerine bir eser dahil olmak üzere çok sayıda kitap yazmış, Larousse ve Britannica gibi sözlüklere (simya üzerine mesela) madde yazmış ve uzun bir dönem hayatını öğretmenlikle kazanmış bir entelektüel. Edebi ve siyasi muhalif kesimlerle ilişkisi var; Komün üzerine en klasik kaynaklardan birinin yazarı Prosper-Olivier Lissagaray ve devrimci gazeteci-romancı Jules Vallès’le sık sık görüşür. 1870’te Üçüncü Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, daha önce çalışmaya başladığı Belediye Sarayı’nda (Hotel de Ville) personel şefi görevine getirilir. Komün’ün ilanının ardından da Kamu Hizmetleri delegesi ve Komün üyesi seçilir. Komün’ün idari işlerinin bir Kamu Selamet Komitesi’ne devredilmesine karşı çıkan, bunun bir diktatörlüğe dönüşeceğini savunan ve imzacıları arasında Marx’ın damadı Charles Longuet’nin de bulunduğu azınlık metnine katılanlardandır. 20 bin kişinin Versay ordusunca katledilip 40 bin kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan “Kanlı Hafta”nın ardından İngiltere’ye kaçar.[3] “1871 Paris Komünü’nün Tarihine Hizmet Edecek Notlar” isimli bir kitap yazar, Latince ve Fransız edebiyatı öğretmenliğiyle geçinir. 1880 affıyla birlikte Jersey adasına konsolos yardımcısı olarak atanır fakat kısa süre sonra, 1884’te hayata veda eder.


İlya Repin, “Père-Lachaise Mezarlığında Fransız Komünarlarını Anma Buluşması”, 1883

 

Şair ve İsyan

Arthur Rimbaud’nun, uzun süre hayal edildiği gibi barikatların üzerinde kızıl bayrak salladığına dair somut bir veri yoksa da, Komün’ün ateşli bir destekçisi olduğu bilinir. Son on yıldan beri de Rimbaud’nun Paris Komünü’yle ve daha genel olarak devrimci siyasetle ilişkisini irdeleyen kapsamlı çalışmalar yayınlanıyor.[4] Burjuva toplumuna karşı nefretini ve hayata karşı bozguncu tutumunu şiirlerinde işleyen Rimbaud, asi kente ve ayaklanan halkına nice dizeler hasretmiştir. “Ben bir başkasıdır” sözünün ve şiirin işlevini yeniden tanımlayarak “tüm duyuların düzeninin bilinçli biçimde ve sonsuza dek bozulması”ndan söz ettiği ünlü “Kâhinin Mektupları”nda “güncel bir mezmur” olarak tanımladığı Paris Savaşının Türküsü’nde mesela: “Gazyağı sağanaklarınıza rağmen/Büyük Kentin kaldırım taşları sıcaktır/Ve hiç kuşkusuz bizlerin/Sizin rolünüzü sarsması gerekir”. Karşı-devrimin kenti delik deşik ettiği “Kanlı Hafta” katliamlarının ardından yazdığı “Paris Orjisi veya Kalabalık Paris’e Yeniden Doluyor” öfke ve şiddet dolu dizelerle örülmüştür: “Yerde bağırsaklarınızın üzerinde inleyerek/Kendinizden geçmiş halde paranızı talep ederken/Memeleri harpla dolup şişmiş kızıl fahişe/ Şaşkınlığınıza bakmaksızın sert yumruklarını sıkacaktır”. “Ölümün gürlediği seçilmiş şehir” tekrar isyan ettiğinde ise şair “mahkumların nefretinin, lanetlilerin haykırışlarının” yankısı olacaktır. Komün’ün kadınları için kaleme aldığı “Jeanne-Marie’nin Elleri”ni de anmak gerekir: “Merhamet dilemeyip La Marseillaise söyleyen” bu kadın elleri, “her gururlu isyancının öptüğü” bu eller, “Aşkla yüklü büyük güneşin altında/Tüm ihtişamlarıyla, söndü/Makineli tüfeklerin bakırında/İsyan eden Paris’in karnında”[5].

Yine 1870-71 yıllarında, yani henüz 17 yaşındayken Rimbaud’nun geniş bir komünist anayasa taslağı kaleme aldığı bilinir. Maalesef bu metin kaybolmuştur. Elimizde sadece dostu Ernest Delahaye’in tanıklıkları kalmıştır. Ona göre Rimbaud’nun tasavvurunda bir çeşit Agora, bir doğrudan demokrasi mevcuttur, seçime dayanan bir temsil sistemini iptal eden daimi referandumlar söz konusudur. Para ortadan kalkmış ve çalışmanın da ancak yaşam için gerektiği kadarı muhafaza edilmiştir. Rimbaud’nun iktidara, egemenlere, burjuva toplumuna karşı duyduğu tiksinti hiç şüphesiz kaynaklarını kendi hissiyatından alır ancak Helvetius, Rousseau, Babeuf, Louis Blanc ve Proudhon’un da okuduğu kaynaklar arasında bulunduğunu bilmekte fayda var.[6]

Sol cenahın muhayyilesinde Illuminations’un yazarı dizelerden barikatlara nasıl terfi ettiyse, Versay’ın evlatları da onun Mart ile Mayıs 1871, yani Komün aylarında, Paris’in kapısından bile geçmediğini ispatlamayı –Fransız şiirin bu büyük isminin namusunu kurtarmak için elbette!– görev addetmiştir. Temel dayanakları, ablası Isabelle Rimbaud’nun kardeşinin kendisine böyle bir Paris seyahatinden bahsetmediği yönündeki sözleri, ve eski retorik öğretmeni Georges Izambard’ın Rimbaud’dan bu tarihte Charleville adresinden mektup almış olması (ünlü “Kahinin Mektupları”ndan biri). Ne var ki tam tersini iddia eden çok sayıda tanıklığın yanı sıra, Komün sırasında serbest kıtalara katıldığına veya en azından bir komünar karargâhında kaldığına dair polis kaydı da mevcuttur.[7]

 

Sürgünler Arasında

Verlaine ile Rimbaud İngiltere’ye ilk gidişlerinde, 1872’de Jules Andrieu ile görüşürler. Andrieu ile Verlaine, her ikisinin de çalışmış olduğu Belediye Sarayı’ndan tanışır. Henüz Paris’teyken Verlaine’in ayrıca komünar çevrelerle ilişkileri de vardır. Mathilde Mauté ile nikâhlarına, daha sonra kendisi için bir şiir kaleme alacağı, Komün’ün kadın kahramanlarından anarşist feminist militan Louise Michel[8] de katılır. Rimbaud ise Andrieu ile İngiltere’de tanışır. Ayrıca muhalif karikatürist Félix Régamey, gazeteci Eugène Vermersch, Lissagaray ve Vallès de İngiltere’deki sürgün komünarlar çevresine dahildir. Bir kısmı arkadaşı olmakla birlikte, Verlaine’in bu Komün mülteciyle ileri geri konuşmasından dolayı Andrieu’nün çok sık görüşmekten yana olmadığı belirtilir ailesi tarafından yayınlanan kitapta. Ancak yine de, her zaman beş kuruşsuz olan Verlaine’e, aidatını vermesi koşuluyla söz konusu isimlerin yanı sıra Marx’ın da dahil olduğu Sosyal İncelemeler Çevresi’ne üye olabilmesi için kefil olan Jules Andrieu’dür. Öte yandan sürgün komünarlar hakkındaki sözlerine dönük Rimbaud’nun eleştirileri, Verlaine ile şiddetli bir tartışmaya yol açar ve Rimbaud’nun haber vermeden ve para bırakmadan Fransa’ya dönmesiyle sonuçlanır. Dostu Ernest Delahaye’e göre Rimbaud Andrieu’ye büyük bir yakınlık hisseder ve onu bir çeşit “ruh kardeşi” olarak görür. Her türden bilgiye açlıkları ve yabancı dile merakları ortak noktalarıdır. Rimbaud, Andrieu’nün halk şiiri, eğitim, ahlak konusundaki çalışmalarına hayranlık duymaktadır. “Dilin ve düşüncenin mekanizmalarını sürekli bozup yeniden kurarak insana dair bilginin genişletilmesi”,  “aptallaştırıcı ilerleme dogmasının ve medeni barbarlığın eleştirisi”, “Fourier esinli bütünlük ve armoni temaları” her ikisinin de paylaştığı yaklaşımlardır.[9]


Paul Verlaine, 1892, fotoğraf: Willem Witsen

 

Tarih, İhtişam, Vahşet

Mektubun gönderildiği 16 Nisan 1874’te Rimbaud bu kez bir başka şair dostu Germain Nouveau ile Londra’ya gelmiş ve birkaç haftadan beri burada kalıyordur. Kendisini silahla yaralayıp tekrar ateş etme tehdidinin ardından Paul Verlaine tutuklanmıştır.

Girift bir dil ve dağınık bir üslupla kaleme alınmış mektup, tam da bu “formu”ndan dolayı bir özürle başlar ve ya samimiyetten, ya umarsızlıktan ya da provokasyon amacıyla “Sizden yarım saatlik bir görüşme istiyorum. Yer ve zaman, lütfen. (…) Cevap lütfen” gibi nezaket kuralları çerçevesinin bir miktar dışına taşan ifadelerle son bulur.

Rimbaud “Muhteşem Tarih” ya da “Görkemli Tarih” (Histoire Splendide) adını taşıyacak bir kitabın planını oluşturabilmek için İngiltere’deki yayın dünyası, biyografi, kitap, ilginç ve anlaşılması güç bazı tarihsel referanslar konusunda bilgi talep eder. Fakat esas ilginç olan, kitabın içeriğine ve biçimine dair tasarısıdır. Rimbaud bir yandan açıkça para kazanmak istediğini (“iş yapmak istiyorum”), “çarpıcı bir reklam”ın tasarlanabileceğini, “derhal İngilizce’ye çevrilmek üzere” yazılması gerektiğini, eserin “tefrika halinde” yayınlanacağını ve “tümüyle sınai” bir çalışma gerektiğini belirtir. Bu ifadeler ve “Tarih konusundaki cehalet”ten söz edildiğine göre geniş kitlelere dönük, modern pazarlama yöntemlerini andıran süreçlerden geçirilecek bir popüler yayın gibi algılamak mümkün Rimbaud’nun tasarısını.

Öte yandan bu çalışmanın çok daha farklı bir üslubu ve alışılmadık bir tarih kavrayışını açığa çıkarması gerektiğini vurgulayan çok sayıda ibare de geçiyor mektupta. “Üslubu negatif olmalı” ve “bütünün (muhteşem) bir saptırılışı”na [perversion] dayanmalı. “Tuhaf ayrıntılarla” bezeli bu çalışmanın kaynakları da çeşitli türlere ait olabilir: “bilimsel bilgi”, “masal” veya “hatırat”. Alışıldık kronolojik tarih anlatılarından farklı olarak “tarihsel cesaret parçaları”ndan oluşacak metin “nesir şiir” şeklinde yazılabilir. Metinde yer verilmesi tasarlanan “dinlerin oluşturduğu dekor”, “hukukun hatları” ve halk yaşantısından kostümler ve manzaralar “az ya da çok vahşi dönemler”den alınmış olmalı: “Muharebeler, göçler, devrim sahneleri”…

Bir başka tarih yani. “İhtişamlı” muzafferane bir gidişatın tarihi değil, onun “muhteşem saptırılışı”na dayalı, “Tarihin dramının arkeolojisine” soyunan bir tarih. Illuminations’daki bir ifadeyle “modern barbarlığa” varan bir seyrin “vahşet” uğraklarına odaklanan, üç yıl önce kanla bastırılan Komün’deki gibi katliamla sonuçlanan “tarihsel cesaret” anlarını işleyen bir mağluplar tarihi. Frédéric Thomas’ın belirttiği gibi Andrieu ve Lissagaray’ın Komün tarihleri, Vallès’in İsyancı’sı, Verlaine’in (Rimbaud’ya adamış olduğu) Mağluplar’ıyla birlikte bu mektubun kendisi ve içerdiği tasarı da “mağlubiyetin anlamını ve geleceğini sorgulayan bir karşı-tarihin fragmanını” teşkil eder.[10]

Jules Andrieu’nün Rimbaud’ya randevu verip vermediğine dair bilgi yok, ama vermiş olma ihtimalinin düşük olduğu söyleniyor. Fakat Paris Komünü’nün heyecanını ve yenilgisinin acısını hâlâ ruhunda taşıyanlar, Rimbaud’nun imgeleriyle yüreği ateş alanlar ve lanetlilerin haykırışıyla öfkesini bileyenler bu randevuda hazır bulunmaktan geri kalmayacaktır. 



[2] C’était Jules. Jules Louis Andrieu (1838-1884). Un homme de son temps http://renaissance.carnot.pagesperso-orange.fr/Andrieu/Jules%20Andrieu.pdf

[3] Lissagaray katliamın dehşetini şöyle anlatır : “Bu ölüler ordusunun defini tüm güçleri aşacağından onu eritmeye çalıştılar. Sığınaklar cesetlerle doluydu; içine yanıcı maddeler atılarak ölü yakma fırınlarına dönüştürüldü; geriye bir bulamaç kaldı. Buttes-Chaumont’da üzerine petrol dökülü devasa bir odun yığını ateşe verildi ve günler boyunca tiksinç kokusuyla kalın bir duman ağaçlıkların üzerini kapladı”. Histoire de la Commune de 1871, Petite Collection Maspero, 1983, s. 380-381.

[4] Kristin Ross, Rimbaud, la Commune de Paris et l’invention de l’histoire spatiale, Paris, Les prairies ordinaires, 2013; Steve Murphy, Rimbaud et la Commune. Microlectures et perspectives, Paris, Classiques Garnier, 2010, Frédéric Thomas, Rimbaud révolution, Paris, L’échappée, 2019.

[5] Arthur Rimbaud, Oeuvres Complètes, GF Flammarion, Paris, 2010.

[6] Bernard Gensane, « Poésie et révolution (4) », http://bernard-gensane.over-blog.com/article-poesie-et-revolution-4-97712161.html

[7] Daniel A. De Graaf, “Rimbaud et la Commune”, Revue Belge de Philologie et d’Histoire, 1952, Cilt 30, fasikül 1-2, s. 156-160, https://www.persee.fr/doc/rbph_0035-0818_1952_num_30_1_2132

[8] Bkz. Louise Michel, Komün. Tarih ve Anılar, çev. Şule Çiltaş, Ayrıntı, İstanbul, 2015.

[9] C’était Jules….

[10] Elbette bu kitap yazılmamıştır. Ancak Thomas’a göre Rimbaud’nun dostu Delahaye 1871-1872 kışının sonunda Rimbaud’nun kendisine “L’histoire magnifique” (farklı bir sözcük kullanımıyla yine “muhteşem tarih” anlamında) ismini taşıyacak, “Geçmiş Zamanın Fotoğrafı” alt başlığıyla bir dizi şiirle başlayacak bir projeden söz ettiğini aktarır. Muhtemelen mektupta bahsedilenden bambaşka bir formda olmakla birlikte benzer bir yaklaşım söz konusudur. Mektubun yazıldığı dönem tam da şairin Illuminations’a çalıştığı dönemdir. Delahaye bu projenin Illuminations’a dönüştüğü görüşündedir. Thomas da bu orijinal projenin, belki de maddi zorluklar sebebiyle, mektupta bahsedilen türden daha kolay pazarlanacak -gerçekleştirilmemiş- bir ara proje biçimini aldığını düşünür. Ama Thomas bu mektupta somutlaşan -ve Walter Benjamin’inkiyle kesişmeler taşıyan- tarih yaklaşımı ışığında Illuminations’u tekrar değerlendirir ve aradaki paralelliklere dikkat çekerek, çeşitli temaların nasıl Rimbaud’nun bu son eserine yedirildiğini gösterir.

Rimbaud