/ Tezler / 20. Yüzyılda Mekanik Sistemli Sanat Eserleri Üzerine Teknik Çözümlemeler

26/1/2017 / skopbülten / Mustafa Bodur

 

Alexander Calder, Mercury Fountain (Cıva Fıskiyesi), 1937.

 

Bu çalışmada, 20. yüzyılda mekanik sistemlerin ve makinaların sanat yapıtlarında kullanılması değerlendirilmiş, dönemin örnek yapıtları teknik bakış açısıyla çözümlenmiştir.

Öncelikle antik çağdan başlayarak, özellikle heykel sanatında hareket algısının oluşturulması, anlık görüntü yerine izleyiciye olayın bütününü yansıtabilmek için sanatçıların çabaları değerlendirilmiştir. Barok dönemde ise heykelin yanı sıra resim sanatında da, özellikle ışık ve gölge kullanımıyla hareket algısının oluşturulmasının sanatçıların başlıca yöntemi olduğu saptanmış, ayrıca mekanik sistemlerin ve teknolojinin temellerinin bu dönemde atıldığı vurgulanmıştır.

Hareketin ve mekanik sistemlerin yapısal ve fiziksel açıdan irdelenmesi, hareketli sanat yapıtlarının çözümlenmesinde yardımcı unsurlar olarak kullanılmış, makine ve mekanik sistemlerle sanatın bağlantısı düşünsel olarak değerlendirilmiştir. Doğanın dinamik yapısı ve unsurlarının taklit edilmesi makinaların ortaya çıkısının başlıca nedeni olurken, 18. yüzyıldan sonra, önceleri doğaya duyulan yüceltme duygusu makinalara karşı duyulmaya başlanmıştır.

20. yüzyılda, gelişen yeni sanat akımlarının, kullanılan yeni malzemeler, soyut formlar ve gelişen teknolojilerle birlikte oluştuğu, ayrıca politik ortamın, ortaya çıkan eserleri anlam bakımından etkilediği saptanmıştır.

 

 

Jean Tinguely, Eureka, 1964.

 

Dönemin önemli sanatçılarının, öncelikle hareketli yapıtlara temel oluşturan formları kullandığı eserler incelenmiş; daha sonra, Alexander Calder, Jean Tinguely gibi öncü sanatçılar ve takipçilerinin eserleri teknik bakış açısıyla incelenerek çözümlenmiştir. Bu yapıtların görünümleri, teknik çizimler yoluyla basite indirgenerek anlaşılır kılınırken, çalışma şekilleri ve kullanılan malzemeler teknik bir bakışla incelenmiştir.

Antik çağdan başlayarak hareketin sanata etkisinin, 20. yüzyıla gelindiğinde gerçek, fiziki harekete dönüştüğü ve sanat yapıtlarında değişik malzemelerle, teknolojik unsurların kullanıldığı ortaya konulmuş; böylelikle, sanat ile fizik, kimya, matematik gibi pozitif bilimler ve mühendislik kavramlarının iç içe girdiği gösterilmiştir.[1]

 

Yazar: Mustafa Bodur

Danışman: Prof. Dr. Zeynep Kuban

Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı / Sanat Tarihi Bilim Dalı

Türü: Yüksek Lisans

Yılı: 2015

 



[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır. Tezin tamamına https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tarama.jsp sayfasından ulaşabilirsiniz.

tez tanıtımı