/ Tezler / Gericault, Goya ve Delacroix'nın Resimlerindeki Romantik Yaklaşımın İrdelenmesi

31/12/2012 / skopbülten

19. yüzyıl, Avrupa’da başlangıcı, ortası ve sonu devrim olan bir çağdır. Politik, endüstriyel ve kültürel devrim; işçilerin, kadınların, yerlilerin özgürlük ve eşitlik arayışı söz konusudur.

Bu çağ aynı zamanda modernleşmenin ve büyük ekonomik-politik güçler arasındaki birleşmenin çağıdır. Sanata da, dönemin huzursuzluğu ile değişim, modernleşme, başkaldırı ve otoritenin yeni tarifi gibi özellikleri damga vurur. Avrupa tarihinde ilk kez, resim, heykel ve yeni üretim medyası ( litografi, ağaç baskı ve fotoğraf) demokrasi ve hakimiyet araçları olarak yer alır. 19. yüzyılın başında, sanat demokratikleşir. Kilise ve devlet gibi onları kontrol eden kurumların dışına çıkar sanatçılar ve kapitalist modernleşmeye direnç başlar.

Goya, 1799’da Caprichos gravür serisiyle İspanyol monarşisini ve soyluların ön yargısı ile cehaletini eleştirir. O, aklın ışığında özgürlük yolunda ilerlemeye çalışan reform yanlısı bir ressamdır. Ressam olarak cehaletin getirdiği yıkım ve yozlaşma kadar savaşın dehşetini de gözler önüne serer.

Géricault ve Delacroix da Goya gibi farklı teknikler kullanarak içinde bulundukları toplumu eleştirirler. Géricault delilerin portrelerini yapar, herkesin unutmak istediği, iktidar için utanç kaynağı olan bir deniz kazasını Medusa’nın Salı adlı yapıtında anıtsal bir resme dönüştürür. Delacroix da egzotik ve ‘orient’in kumaşı altından batı toplumunu dolaylı yoldan eleştirir. Sardanapalus’un Ölümü bir başyapıttır ve bu eser için aslında Delacroix’nın otoportresidir diyebiliriz.

Söz konusu ressamların sanatının politik bir yönü vardır. Ancak bu ortaklığın yanı sıra insanın bireysel, derin ve içsel girdaplarını resimlerine taşımış olmaları da onları bizim gözümüzde birleştiren bir özelliktir. Goya’nın Kara Resimler’inde, Géricault’nun delileri resmettiği portrelerinde, vahşi atlarında, Delacroix’nın Sardanapalus’unda bunu görmek mümkündür.

Yaşadıkları çağın ağır yükünü omuzlarında taşırken bir yandan da kendi travmalarıyla baş etmeye çalışır ressamlar. Politik yanlarıyla öznel dünyalarını harmanlayarak burada konu edilen başyapıtlarını ortaya koyarlar.[1]

 

Tezin yazarı: Hakan Cingöz

Danışman: Yrd. Doç. İrfan Okan   

Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi - Sosyal Bilimler Enstitüsü - Resim Anabilim Dalı

Türü: Yüksek Lisans

Yılı: 2008

Sayfa Sayısı: 113

 



[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.

Goya, tez tanıtımı