skopdergi 20: 1918 Alman Devrimi ve Ekspresyonizm

10/5/2022 / skopduyuru

 

Tıpkı 19. yüzyılın modern kapitalist medeniyetine ve çeşitli (toplumsal, ahlaki, felsefi, sanatsal vs.) görünümlerine karşı romantizmin teşkil ettiği başkaldırı gibi, ekspresyonizm de sanayileşmenin ve savaşın sonuçlarını, sefaleti, teknolojinin yaratabileceği dehşeti, burjuva toplumunun ikiyüzlülüğünü, büyük kentlerde bireyin kuşatılmışlığını resmederek kendi çağına isyan eder. Ne var ki burada ayırt edici olan, tema seçiminden ziyade bu gerçekliğin temsilinde yaşanan kopuştur. Tuvallere, heykellere, şiirlere, partisyonlara ve filmlere sanatçı kendi hissiyatının damgasını vurur. Tıpkı sancıların, hüznün, endişenin yahut sevincin insan yüzüne kazandırdığı ifade gibi [expression], eserler de gerçeklik karşısında sanatçının duyumsadıklarının ifadesiyle yüklüdür. Ruhun tepkisiyle –çoğu kez feryadıyla– yoğrulmuş ve rüyaların diliyle işlenmiş bu eserlerde gerçeklik parçalanır, dış dünya şekilsizleştirilir; ekspresyonist estetikte renklerin şiddeti, gölgelerin yoğunluğu, çerçevenin ihlali, perspektifin askıya alınışı gibi unsurlarla, umutsuzluğun kol gezdiği, boğucu, karanlık bir dönemsel atmosferi ifade etmenin yolları aranır. Çığlığı dışavurabilecek bir dilin arayışıdır bu…

 

İÇİNDEKİLER:

Uraz Aydın: Sunuş / Feryat, Rüya, Kefaret: Ekspresyonizmin Devrimi

Ali Artun: 1918 Alman Devrimi ve Ekspresyonizm: Bruno Taut’un Ekspresyonist Mimarlığı

Jean-Michel Palmier: Ekspresyonist Dergiler ve Savaş

Curt Stoermer: Berlin Novembergruppe’ye Çağrı

Ernst Bloch: Ütopyanın Ruhu – Fragmanlar

Uwe Opolka: Miras ve Gerçekçilik: Ekspresyonizm Tartışmasında Ernst Bloch (1937-1938)

Stephen Eric Bronner: Modernistler İktidarda: Bavyera Devrimi ve Aydınlar