skopdergi 17: "Popülist Kültür/Alt-Right Estetik"

9/10/2020 / skopduyuru

 

 

1930’lu yıllara geri mi dönüyoruz? Son birkaç yıldır uluslararası çapta radikal sağın yükselişi karşısında sıklıkla sorulan bir soru bu. Dünyanın dört bir yanında otoriter, sağ popülist, faşist hareketler güç kazanıyorken, çok farklı bağlamlar ve güç ilişkileri içinde olmakla birlikte ABD’den Türkiye’ye, Brezilya’dan Hindistan’a, Macaristan’dan Filipinler’e ve daha bir dizi ülkeye bu türden akımlar iktidara gelmişken gayet meşru sayılabilecek, en azından bu küresel tehdide dikkat çekmeye yarayacak bir soru. Elbette birbiriyle doğrudan özdeşleştirilebilecek akımlardan söz etmiyoruz. Açıkça faşist kökenlerine sahip çıkanı da var, burjuva siyasetinin kurumsal çerçevesinin içinde hareket edeni de; Müslüman karşıtı nefreti körükleyeni de, antisemit olanı da; “bağnaz” göçmenlere karşı feminizme ve LGBTİ+ haklarına sahip çıkanı da var, homofobik ve mizojin olanı da… Ayrımları çoğaltmak mümkün. Fakat paylaştıkları ortak bir zemin mevcut: farklı olana, yabancı addedilene, homojen millet tasavvuruna dahil edilmeyene karşı tahammülsüzlük, nefret ve şiddet... 


skopdergi 17: Popülist Kültür/Alt-Right Estetik