Alt-Right ve Trollerin Rolü

Aşağıdaki metin, Patrik Hermansson, David Lawrence, Joe Mulhall ve Simon Murdoch’un ortaklaşa kaleme aldıkları The International Alt-Right: Fascism for the 21st Century? (Routledge, 2020) başlıklı kitabın “The Role of The Troll” bölümünden seçilmiş pasajların çevirisidir. Aynı kitabın “Sunuş” bölümünden pasajlar daha önce e-skop’ta yayınlandı: “Uluslararası Alt-Right: 21. Yüzyılın Faşizmi mi?” Kitap, İletişim Yayınları yayın programına alınmıştır.

 

Alt-Right mem: "Neo-reaksiyoner kedi: Bilir ki kalitenin karşıtı 'eşitlik'tir".

 

Online olarak nasıl çalıştığını anlamadan, geniş anlamıyla Alt-Right’ı kavramak –yani hem ırkçı nasyonalist Alt-Right’ı hem de kültürel nasyonalist Alt-Light’ı kavramak– mümkün değildir. Tabii ki geleneksel aşırı sağ da interneti araç olarak kullanmıştır; ancak, Alt-Right’a özgü online trolleme alt-kültürü, sürdürdüğü kültür savaşını geliştirmesine ve mevcut aşırı sağ hareketlerden genç izleyicileri kendine çekmesine yaramıştır. Ayrıca, Alt-Right, Amerika ve Avrupa kaynaklı aşırı sağ düşünceleri biraraya getirmesine rağmen, bir ölçüde online ortamlardan doğmuştur; özellikle de apolitik bir foruma ait olan ortamlardan. Bu online dünya, Alt-Right’a aşağı gördüklerini taciz edecek bir üslup kazandırmakla kalmayacak; giderek politikleşen sanal ortamlarla, birçoklarını harekete bağlayacak kanalları da oluşturacaktır.

 

Alt-Right Trollemenin Kaynakları

Trol tacizi, “Online Antagonistik Cemaatler” için sembolik. Online cemaatler farklı birtakım çıkarlar ve ilgiler çevresinde örgütlenmekle birlikte, hepsi de antagonistik davranışlar gösteriyor. Bu cemaatler politik yelpazenin her yanında yer alabilir, aynı zamanda apolitik de olabilir. Birleştikleri nokta, sol-liberal politik ve sosyal hegemonya olarak gördükleri oluşumlara karşı antagonizmleridir. Bu antagonizmde kilit olan trollemedir: düşmanlık, öfke, fitne, fesat ekmek amacıyla, online saldırı ve provokasyonlar düzenlemek. Trolleme 1980’lere kadar geri gidiyor; ancak kendilerini trol olarak tanımlayan gericilere ait bir alt-kültür olarak, öncelikle 2000’lerde 4chan.org forumunda, özellikle de 2011 yılında kurulan ve Alt-Right’ın oluşumunda son derecede önemli olan 4chan.org/pol/ altforumunda ortaya çıkıyor.

Aslında bu trolleme üslubunun öncüleri, Facebook ve Twitter gibi ana-akım sosyal medya platformları dahil, daha 2000’lerde web’de etkinlerdi. Ağır tacize dayalı, gerek ironik gerekse ciddi fanatik ifadeler, baştan beri 4-chan’in ayrılmaz parçası olmuştur. Bunda kısmen de 4chan’in kullanıcılara getirdiği kısıtlamaların gayet sınırlı olması rol oynamıştır: 4-chan’de kayıt gerekli değildir, kullanıcılar anonim olarak istediklerini yayınlayabilirler, etkin olmayan bağlantılar silinir. Buna rağmen, baştan 4-chan’in politikası sonradan olduğu kadar yaygın ve bilinçli olarak aşırı sağda değildir. Troller, şayet bir politik anlamları bulunuyorsa, soldakiler kadar sağdaki kişi ve grupları da hedef alırlar. Örneğin, 4-chan’de ortaya çıkan ve aktivistlerle hacker’lar için yaygın olarak benimsenen “Anonymous” (Anonim) etiketi, Wikileaks whistleblowing sitesi ile, ilerici Occupy hareketini destekleyenleri de içerir. Ancak, hedeflerdeki bu çeşitliliğin, trol alt-kültürünün örtük kültürel mantığı hakkında neyi açığa çıkardığı hesaba katıldığında 4-chan’in sağa sapması anlaşılmaya başlar. Phillips şunları yazıyor:

 

trollerin hedefleme pratiklerinde kesintsiz olan, “işletilebilirlik” [istismar edilmeye açık olma hali – exploitability] kavramıydı. Troller hiçbir şeyin ciddiye alınmaması gerektiğine inanırlar, dolayısıyla duygusallık, politik inanç veya ideolojik tutarlılık tezahürlerini trollemeye sarılma çağrısı gibi görürler.[1]

 

Muhakkak ki hiçbir cemaat politik bir vakumda var olamaz; 4-chan’in trollerinin istismara verdiği öncelik de, filizlenmekte olan bu alt-kültürün arkasındaki politik akımı açığa çıkardı. Bu alt-kültür içinde, “politik inanç” ve “ideolojik tutarlılığın” reddiyle, tabulardan oyunbaz ve  ironik bir kaçışı birleştirmesi sayesinde, uç fikirlere açık bir temel oluşturan, kendine özgü kural tanımaz ve genellikle şovenist bir bakış ortaya çıktı. Görünüşte bu, sağ olduğu kadar sol fikirlerin de kendini göstermesine olanak sağlayabilirdi; ancak ezilenler dahil herkesi alaya alma ve taciz etme arzusu, ister istemez beraberinde bağnaz, önyargılı ve eşitliğe karşı çıkan bir platform yaratıyor. Ayrıca, trollemek uğruna bütün görüşleri istismar etme özgürlüğünün cemaatin değişmez ilkesi olarak sürdürülmesi, trollerdeki ifadelerin susturulmaktan korunması anlamına da geliyor. (Bu durum, zaten ezilmekte olanlara artı bir zarar veriyor, çünkü bu korunan ifadeler tam da onların susturulmasını amaçlıyor.)

 

Alt-Right mesaj panosunda muhalif hareketlerin sembollerinin nefret sembolüne çevrildiği görseller.

 

Sınırsız bir ifade ve konuşma özgürlüğü konusundaki varsayım, Alt-Right’ın kendini kavrayışında hep süregelen bir bağ oluşturacak. Bu özgürlük savına dayanmak, aşırı sağ hareketler için yeni bir taktik değil; ancak kaynaklarının kısmen online alt-kültüründe yattığı konusunda Phillips’in ortaya koyduğu analizler, bu savın Alt-Right harekete –özellikle Amerika’dakine– eklemlenmesini bir ölçüde açıklıyor:

 

trollerin ölçüsüz etkinlikleri, çoğunlukla ifade özgürlüklerini her zaman en sınırsız biçimde kullanmış olanların marjinal gruplara karşı nefret dolu davranışları meşrulaştırmak amacıyla değindikleri özgür ifadenin çirkin tarafına dikkat göstermeyi gerektiriyor. Bu vakalarda, ifadenin korunması iddiaları, ABD Anayasası’nın ifade özgürlüğüyle ilgili maddesinin yasal boyutlarından ziyade, kimsenin ne yapacağına karışmaması, özellikle de görüşlerine saygı duyulmayan birilerinin karışmaması, hakkındadır.[2]

 

Alternatif-Sağ’ın Alternatif Medya Üzerindeki Etkisi

Antagonistik trolleme, Alt-Right’ın faaliyetlerini online tacizin çok ötesine taşıdı: Azınlık gruplarını ve gerek sol gerekse sağ cenahtaki muarızlarını saldırganca damgalayıp alaya almaya yönelik retorik stratejilerini şekillendirmesini sağladı; ayrıca, sahte haberleri stratejik biçimde şişirerek medyayı manipüle etmesine yardımcı oldu. Bu çoğunlukla “bot”[3] kullanılarak başarılı oldu; bir de çarçabuk online kampanyalar düzenleyebilen gerçek kullanıcılara ait kapsamlı sosyal medya ağları sayesinde. Bu uçtaki online kültürü, 4chan gibi sitelerde örgütlenirken, aktivistlerin çevresinde gelişen alternatif medyayla birlikte geniş olarak Alt-Right’ın üslubunu ve tonunu da belirledi.

 

Trolleme, İroni, Sözde-entelektüellik ve Aşırı Sağ Görüşler

4-chan gibi sitelerde, bir online görüşmeyi saldırgan veya anlamsız gönderilerle yolundan çıkarmayı amaçlayan, ırkçı, cinsiyetçi ve homofobik shitposting uygulamaları Alt-Right’ın biraraya gelmesinden önceye dayanır. 2011 yılındaki bir araştırmanın gösterdiği gibi “4chan gibi toplulukların, internet kültürü üzerinde ve kültürel etkileri bakımından gayet güçlü olan anonim, geçici cemaatlerin tasarlanmasında muazzam etkileri bulunmaktadır.” Online trollemenin egemenliği, Alt-Right’ın baştan beri nefret sembollerine karşı son derecede kayıtsız olduğunu gösterir.

“The Right Stuff” sitesinin kuruluşu hakkında Mike Peinovich’in (diğer adıyla Mike Enoch) şu sözleri gayet fikir verici:

 

…trollemeye başladık, Right Stuff böyle başladı, trollemeden doğdu. Gerçekten istediğimiz, liberalleri rahatsız etmekti… Onları tetiklemeye bayılıyorduk. İçlerine dalıp hassas oldukları her konuda damarlarına basmak çok hoşumuza gidiyordu. Bu zıtlaşmalar sonucunda bütünlüklü bir dünya görüşü geliştirdik, bu dünya görüşünün merkezinde de ırkçı politikalar vardı.

 

Peinovich’in söyledikleri, başta sahip oldukları, liberal duyarlılıkları ‘ironik’ uç görüşlerle trolleme dürtüsünün, Alt-Rigt’taki birçoklarını sonunda aşırı şağ politikalara sürüklemiş olma ihtimalinin altını çiziyor. Richard Spencer’ın, 2016 Aralık ayında Vice dergisiyle yaptığı bir söyleşideki sözleri de Peinovich’le uyuşuyor:

 

4chan’de, kimlikçilik [identitarian] üzerine okumaya başlayan birtakım çocuklarla tanıştım. Irklar arası ilişkiler, mülteciler, Yahudilerin etkileri gibi konulara eleştirel [!] yaklaşan her şeyi okuyorlardı. Bunları okuyorlardı çünkü böylece başkalarını trolleyeceklerdi… Böyle başladılar ama sonradan okuduklarına ikna oldular.

 

Hem Peinovich, hem de Spencer’in anlattıkları, trol mizahının sadece aşırı sağa mahsus olmadığı gerçeğini meydana çıkarıyor. Trol mizahı, 2000’lerde yükselen ironi ağırlıklı popüler kültürle uyum içinde. Philipps’in öne sürdüğü gibi, troller zamanın kültürünü “sindiriyorlar”. Dolayısıyla neyi trolledikleri ve nasıl trolledikleri, zaten web’in Alt-Right’a ait olan en çapraşık, karanlık köşelerinin hayli ötelerinden de ses getiriyordu. O zaman, Alt-Right’ın ırkçı olmayan ve daha popüler kanadındaki Alt-Lite vloggerlarının (videologger), “toplumsal adalet savaşçısı” (SJW) tiplemesiyle dalga geçtikleri yayınların, aşırı sağa aşina olmayanlardan da ilgi görmesine şaşırmamak gerekir.

Data & Society Enstitüsü’nden Alice Marwick’e göre, böyle trollemenin Alt-Right için çekici olmasının nedeni, “ironinin stratejik bir işlevi olmasıdır. Aslında aşırı sağ düşünceleri benimsemelerine rağmen, bu düşüncelere olan bağlılıklarını reddetmelerine fırsat verir.” Aşırı sağ politikaların liberalleri kışkırtmak amacıyla verdiği ‘ironi’ desteğinin gittikçe popülerleşmesi, gerçek faşizm taraftarları için son derecede yararlı olmaktadır. “İroni”yle dolu böyle bir kültür sayesinde, Alt-Right, hem sol-liberal konsensüsten hem de ana-akım muhafazakârlıktan yılmış, ancak aşırı sağı açık açık desteklemekte tereddüt gösterenleri kendine çekebilmiştir.

Alt-right, bu yılgınlık karşısında, gene aşırı sağ inançları olduklarından farklı kılıklara sokan başka bir tepkiye daha bel bağlamıştır. Alt-Right bünyesinde, önyargılı ve bağnaz oldukları şüphe götürmeyecek görüşlere, özgür, nesnel, rasyonel havası kazandıran sözde entelektüel bir damar mevcuttur. Bu, çoğunlukla Alt-Right’la örtüşen, YouTube’daki “Sceptic” (Şüpheci) cemaati içindeki otodidaktik kültür de olabilir; Alt-Lite vloggerlerin göç ve İslam tartışmalarında istatistikleri kendilerine yontarak muğlak olarak kullanmaları da olabilir; Alt-Right’a bağlı Ulusal Politika Enstitüsü’nün Radix dergisi de olabilir. Aşırı sağ inançların konuşulmaya başlamasında ‘ironik’ mizah Alt-Right tarafından nasıl kullanıldıysa; ırk ve cinsiyet ayrımı veya İslam tehdidi gibi konularda nesnellik kisvesinde ahkâm kesmek de, zamanında haklı olarak reddedilmiş olan kanaatlere kabul edilebilir bir hava kazandırdı.

Aşırı sağın aşina olduğu bir taktik olmasına rağmen, bu da kısmen Alt-Right trollemenin köklerine gider. Phillips, aşırı sağ cemaatin Alt-Right’la örtüşmesinden önceki bu özelliğini  ve aşırı sağ inançları ‘nesnel tartışma’ adı altında uyduruktan entellektüelleştirmesini hatırlatıyor; trollerin “çelişmeli muhakeme yöntemi”nde [adversary method] bunun zaten geçerli olduğunu kaydediyor. Bu kavram, Batı felsefesi ve hukuk teorisiyle ilişkilendirilen bir geleneği ifade ediyor: bir teoriye veya davaya ait iki tarafın pozisyonlarını sundukları ve eldeki meselenin hakikatini belirlemeyi amaçlayan bir tartışmaya veya diyalektiğe giriştikleri yöntem. Olağan ve makul bir sorgulama aracı olmasına rağmen, “çelişmeli muhakeme yöntemi” suistimal edilebilir: Taraflar, meselenin hakikatini ortaya çıkarmak yerine, sırf tartışmayı kazandıkları izlenimi vermek amacıyla retorik hileler kullandıklarında, bu yöntemi kötüye kullanırlar. Bunun örnekleri, karşı tarafı gözden düşürerek iddialarının geçersiz olduğu izlenimi uyandırmayı amaçlayan kişisel karalamaya dayalı saldırılardır (ad hominem). Phillips, trollerin de, “zafer kazanmak, daha da önemlisi üstünlük kurmak uğruna, hakikatin peşine düşmekten alenen kaçınarak, aynı yola başvurduklarını” kaydeder.

Bu bakımdan, antagonistik trollemenin Alt-Right üzerindeki iki temel etkisi –uç ‘ironik’ mizah ve çelişmeli muhakeme yöntemi–, hem nefret söyleminin perdelenmesine yarar, hem de üyeler için ne tür davranışların makbul olduğunu denetleyerek başkalarının dışlanmasına hizmet eder.

 


[1] Whitney Phillips, This is Why We Can’t Have Nice Things: Mapping the Relationship between Online Trolling and Mainstream Culture (Cambridge: MIT Press, 2015).

[2] A.g.e.

[3] Bot, bilişim dünyasında "robot" anlamında kullanılan yaygın bir terimdir. Pek çok bilgisayar işlemini yarı-otomatik olarak yapabilen robotlar bilişimin tüm alanlarında kullanılır. En ünlü oldukları alan, arama motorları tarafından kullanıldıkları endeksleme teknolojisidir – ç.n.

Alt-Right