Robot Robota Karşı

 

 

 

Kapitalizmin can suyunu sağlayan reklam endüstrisinin başı belada. Son zamanlarda dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte, reklam endüstrisi giderek gazete, billboard vb. maddi ortamlar kadar sanal ortamları da kullanmaya başladı.

Kişisel bilgisayar kullanıcıları internet ortamında gezinirken reklamcılar tarafından izleniyor. En çok kullanılan internet siteleri potansiyel olarak en fazla tüketiciyi barındırdığından, üreticiler mallarını tanıtmak için o sitelere ilan verecek reklamcıları tercih ediyor.

Peki üreticiler bu reklamcıları ve siteleri nasıl buluyor, onlara hangi yöntemle ulaşıyorlar?

Yöntem, tüketicinin internet ortamındaki her adımını izleyen uzmanlaşmış sitelerin, bu tüketicilerin piyasadaki mal ve hizmetleri ne düzeyde talep ettiklerini belirlemeleri esasına dayanıyor. Sanal ortamda belirlenen bu muhtemel talep, üreticilerin hangi sitelere reklam verdiklerinde daha fazla tüketiciye ulaşma şansları olduğunu gösteriyor. Sistem, aynen borsalarda olduğu gibi, alım-satımları matematik algoritmalar vasıtasıyla belirliyor. Dolayısıyla reklam endüstrisi de, tamamen sanal ortamda, matematik modellere göre  hesaplanan arz-talep analizlerine bağlı reklam alım-satımlarıyla işliyor. Matematik algoritmalar konusunda uzmanlaşmış siteler, web sitelerinin aldığı ziyaretçi sayısını hesaplayan dijital otomatların değerlendirilmeleri sonucunda oluşan reklam pastasını şekillendiriyor. İşte tam bu aşamada devreye bazı ‘korsanlar’ giriyor: Gerçek tüketiciler gibi, belli siteleri tıklayan sanal robotlar (bunlara “bot” deniyor) oluşturan bu korsanlar, reklam verenlerin arama motorlarını aldatıyorlar. Yani, sanal ortamdaki talep düzeyini, dolayısıyla reklam potansiyelini saptayanlar, robotlar; ve bu potansiyelin sahte robotlar tarafından çarpıtılıp çarpıtılmadığını kontrol edenler de yine robotlar...

Marx, paranın kapitalist sistem içerisinde insan fıtratını nasıl çarpıttığını; insani ihtiyaç ve hisleri, ‘üretilmiş’ ihtiyaç ve hislere dönüştürdüğünü; sonuç olarak insanı kendisine yabancılaştırdığını anlatır. Tabii Marx’ın bahsettiği, maddi olarak üretilen mallardır. Bugün reklam sektöründe yaşanansa, ‘yabancılaşmanın yabancılaşmasıdır’. Mallar sanallaşmış, geriye sadece paranın gerçekliği kalmıştır.

 

Yazının kaynağı: Le Monde Diplomatique, Ağustos 2014, s. 19.