/ Sanatçı Hakkı / Sanatçıların Haysiyeti, Kurumların İstismarına Karşı

12 Kasım 2011’de Los Angeles Çağdaş Sanat Müzesi (MOCA) kuruma gelir sağlamak üzere her yıl düzenlediği gala gecelerinden birini düzenleyecektir. Davetiye fiyatları 100 bin dolara kadar çıkan, 700’ü aşkın konuğun katılacağı gecede, başka birtakım gösterilerin yanı sıra Abramoviç’in iki performansı icra edilecektir. Ünlü sanatçı bu sefer, eserinin icrasında başka insanları “çalıştıracak”tır. Eserin seçmelerine katılan sanatçılardan Sara Wookey sürecin içerdiği istismarın boyutlarıyla karşılaşınca bir protesto mektubu yayınlayarak çekilme kararı alır: Sanatçılardan 150 dolar karşılığında dört saat süreyle kesintisiz aşağılanmaya maruz kalmaları beklenmektedir. Performans sırasında maruz kalabilecekleri fiziksel veya ruhsal tehditlere karşı kendilerine hiçbir koruma sunulmamaktadır. Ayrıca gala gecesi öncesinde performans hakkında kimseyle konuşmayacaklarına dair, 1 milyon dolar ceza getiren bir anlaşma imzalamaları gerekmektedir. Durumdan haberdar olan ünlü koreograf Yvonne Rainer, MOCA’nın direktörü Jeffrey Deitch’e hitaben son derece eleştirel bir mektup kaleme alır. Sonradan artinfo’nun kamuoyuna duyurduğu ve destek için imzaya açılan bu mektubu, sanatçıların büyük kurumlara karşı dayanışmasının bir örneği olarak yayınlıyoruz. [kaynak: e-skop]   

 

 

 

 

 

Jeffrey Deitch’e

Bu mektubu, önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan Los Angeles Çağdaş Sanat Müzesi bağış gecesinde Marina Abramoviç’in sahneye koyacağı “eğlence”yi protesto etmek amacıyla yazıyorum. Bu eğlence gereğince birtakım gençlerin masaların altındaki döner platformlara oturtulmakla kalmayıp, yapma iskeletlerin altından çıplak bedenlerini sergilemeye mecbur edileceklerini öğrenmiş bulunuyorum.

Burada tarif edilen sahne, Pasolini’nin, savaşın ardından bir faşistler çetesinin sadizmine ve cinsel istismarına maruz kalan bir grup genci konu alan tartışmalı filmi Salò’yu (1975) akla getiriyor. Adını Pasolini’yle aynı cümle içerisinde sarf ederek Abramoviç’i onurlandırmayı hiç istemesem de şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Faşizm karşıtı davanın saflarında yer alan Pasolini’nin bu filmi çekmek için en azından toplumsal olarak geçerli bir sebebi vardı. Bu tür bir inandırıcılıktan mahrum olan Abramoviç ve MOCA’nın ise tutundukları tek şey göz temasının önem ve ehemmiyeti hakkında uydurma ve şahsi bir gerekçe. Performansçılarını bir grup eğlence düşkünü bağışçının aşağılamalarına maruz bırakan Abramoviç, böylelikle bağlam farklarından ve kendi güçlü performanslarını başka bedenlere aktarmanın olası sonuçlarından bihaber olduğunu gözler önüne seriyor. Müze ise, bir kez daha duyarsızlığını ve açgözlülüğünü ispat etmiş oluyor. Sergi düzenlemek ile, gelir sağlamak amacıyla varlıklı davetlilerin iştahını kabartmak apayrı şeyler (Niyetim Abramoviç’in sanatını topyekûn topa tutmak değil).

Bayan Abramoviç –ve dolayısıyla, müzenin direktörü ve küratörleri– özgün görüsüne kendisini öyle kaptırmış ki, bunun, kendi rızalarıyla bile olsa her halükârda sömürülecek performansçılar açısından ne kadar korkunç çağrışımları olduğunu göremiyor. Bu gençlerin çaresizlikten kaynaklanan gönüllülüklerinin sanat dünyasında geçerli olan sömürü koşulları hakkında ele verdiği bir gerçek var ki o da, insanların, günün birinde şov sektöründe (show biz) yer edinebilmek umuduyla yıldız sanatçıların kurbanı olmaya razı geldikleridir. Üstüne üstlük, performansçılara asgari ücretin altında paralar ödenen bu etkinlik, ekonomik sömürünün ve suçun sınırında seyrediyor.

Bu grotesk gösterinin son derece utanç verici olacağını düşünmek için yeterli sebep var. Aşağıda imzası bulunan bizler, zamanında destek verdiğimiz bir kurumun gelir sağlamak amacıyla bu denli onur kırıcı yöntemlere tenezzül edebildiğini görmekten duyduğumuz hayal kırıklığını ifade ederiz. Diğer kurumların da bundan pek geri kalmayacağı ortada. MOCA’ya bundan böyle MODFR (Yoz Bağış Toplama Müzesi) desek daha mı yerinde olur?

Saygılarımla,

Yvonne Rainer

 

sanatçı hakkı, Marina Abramović