Seyyar Fanzin: Kayısı Kent A4

16/1/2012 / skopbülten

Kayısı Kent A4, İstanbul'da seyyar PVC'ci/fotokopiciler tarafından çoğaltılan ve satılan bir fanzin/fanzinimsi/A4 kâğıda kopyalanabilen şey dizisi. İlk sayısı Mart 2010'da çıkan Kayısı Kent A4'ün her sayısı farklı bir sanatçı/sanatçı kolektifi tarafından hazırlanıyor. Katkıda bulunanlar arasında Evrim Kavcar, Burak Bedenlier, Nalan Yırtmaç, Stephan Kurr, Delphine Rigaud, Yasemin Özcan Kaya, Antrepo, Burak Delier, Jorge Méndez Blake, Yahya Madra, Ceren Özselçuk ve Balca Ergener var. Kayısı Kent A4, Dilek Winchester tarafından kurgulandı ve yürütülmekte.

PVC'cilerin yaygın olarak kullandığı araç, dört tekerlek üzerinde fotokopi makinesi, PVC kaplama makinesi, araba teybi ve jeneratörden oluşan çok işlevli bir anonim tasarım harikası. Kayısı Kent A4, bu anonim tasarımın sunduğu olanaklar dahilinde çoğaltılıyor ve dağıtım ağı olarak yasal olmayan ama çoğunlukla görmezlikten gelinen seyyar PVC'ci ağına iyi huylu bir parazit olarak tutunuyor.

Dilek Winchester'ın hazırladığı Kayısı Kent A4'ün birinci sayısı, Kayısı Kent A4'ün ne olduğu üzerine ve parçası olduğu dağıtım ağına dair bazı bilgiler veren bir giriş sayısı niteliğinde. Aynı zamanda dağıtım ağının işlerliğini deneme işlevi görüyor. Bu sayıda PVC'cilerin sokaktaki sesi olan, birçok anons kaydında emeği geçmiş olan Ece Hanım ile bir röportaj da bulunuyor.

Gel Şehir, Git Şehir isimli, Evrim Kavcar tarafından hazırlanan ikinci sayıda Balmumcu-Beşiktaş civarında yaşayan, otobüse, bisiklete ya da minibüse değil, sadece taksilere havlayan bir sokak köpeğinin hikâyesi konu ediliyor.

Burak Bedenlier'in sanat pratiğinin ilginç bir bölümünü, hayatın akışına paralel olarak titiz ve ısrarcı bir biçimde kayıt düştüğü eskiz defterleri oluşturuyor. Kayısı Kent’in üçüncü sayısı, Bedenlier'in bu defterlerinden birinin 6 sayfasının fotokopisinden meydana geliyor. Sanatçı, bu sayıda şehir içi seyahat rotasında işaret olarak bıraktığı çıkartmaların koordinatlarının yanı sıra, Bora Atalay'ın "Takma Dişler" adlı bir hikâyesine ve "Zikcell" adında eleştirel bir çizgi romana yer veriyor.

Dördüncü sayı, Nalan Yırtmaç'ın çocuklarla yaptığı çalışmalardan oluşan bir seçki. Nalan Yırtmaç, 2003'ten bu yana Sulukule, Levent ve Bakırköy'deki çeşitli okullarda çocuklarla karikatür çalışmaları yapıyor. Bu sayıda çocuklarla çıkarttığı dergilerden bir seçki var. Sanatçı nispeten az bilinen eğitimci kimliğini kullanarak meydanı çocuklara bırakıyor ve söyleyecek sözü olan birçok çocuğun sesi bu sayı aracılığıyla bu mecrada görünür kılınıyor.

 

  


Stephan Kurr, 90'ların başında öğrencilik yıllarından itibaren bugüne kadar biriktirmeye devam ettiği fotokopilerden oluşan koleksiyonunu kullanarak hazırladığı beşinci sayıya Copy Right Now adını veriyor. Kurr'un hazırladığı sayıda ayrıca, Süreyyya Evren'in bir yazısının fragmanlar halinde yeni bir okumasına yer veriliyor.

Kayısı Kent A4'ün altıncı sayısı uçanlar ve kaçanlar üzerine. Delphine Rigaud, birbirinden bambaşka iki zaman (günümüz ve 17. yüzyıl) ve iki farklı varoluş haline dair görsel bir dağarcık oluşturuyor ve şu soruyu sorma cesaretini gösteriyor: Hayatta kalma isteğiyle hayal ettiğini hayata geçirme kararlılığının hiç benzer yanı yok mu?

Yasemin Özcan Kaya tarafından hazırlanan Yaprak adlı yedinci sayı, sanatçının 2008 yılında Malatya'da kamusal alanda karşılaştığı bir heykelin tarihini merak etmesiyle başlayan sürece dair bir sayı. 1947 yılında Nijad Sirel ve Hakkı Atamulu tarafından yapılan, “Atatürk ve Gençlik Anıtı” olarak bilinen bu anıttaki erkek figürün çıplak olmasından kaynaklanan olaylar zincirinin anlatımı için sanatçı şaşırtıcı bir ismin sözlerine de yer veriyor. Kamusal alanda heykel, halk tepkisi ve hadım edilme bu sayının temaları arasında.

Antrepo, seçim dönemine denk gelen Kayısı Kent A4'ün sekizinci sayısında, seçim dönemlerine has, havada uçuşan vaatlere göndermede bulunuyor. Tonu itibariyle gülünçlük beklentisi yaratmakla birlikte, aslında tedirgin edici olan (kurgusal) haberler, çarpıcı haber başlıkları (“Ağrı Dağına Yıkım Kararı”, “Radyasyon Sonucu Aç Kalan Keçiler Yola İndi”) ve bunlara eşlik eden fotoğraflardan oluşan bir sayı bu.

Burak Delier'in Google'a göre Kayısı Kent A4 adını verdiği dokuzuncu sayı, sanatçının, bir deney olarak Google arama motoru aracılığıyla kendini enformasyonun akışına bıraktığı bir gezintinin belgelenmesi sonucu ortaya çıkan “ağsal bir sözlük kolajı”nı ve bu kolaja dair bir okumayı içeriyor. Delier, arama motorlarının yol açtığı kaymalara ve yan yanalıklara dikkat çekerek, bilgi ve iktidar ilişkisine dair sorular soruyor. Bu gezinti sırasında sanatçı kendi iradesini, Google arama motorunun sunduğu seçeneklere indirgiyor.

Jorge Méndez Blake ise bizim beyaz dizi olarak bildiğimiz, İspanyolca'da ise pembe roman anlamına gelen novella rosa denilen aşk romanı dizilerine atıfta bulunuyor. Sanatçı, klasik edebiyat eserlerinden alıntıladığı illüstrasyonların dizilimiyle bize bir aşk hikâyesinin görsel taslağını sunuyor. Bu iş için kullandığı kitaplar arasında, Define Adası ve Sherlock Holmes'un yanı sıra ilk basımı 1499'da Venedik'te yapılmış, yazarı bilinmeyen Bir Rüyadaki Aşk Kavgası ve ayrıca Jules Verne ve Edgar Allen Poe kitapları da bulunuyor.

  

Ceren Özselçuk ve Yahya Madra'nın hazırladığı Kayısı Kent A4'ün on birinci sayısı, birlikte yazı yazmaya aşina olan bu ikilinin, beraber hazırladığı ilk fanzin. Bu sayıda, Kayısı Kent A4 ve kayıtdışılık ilişkisi tetikleyici bir güç konumunda ve “kayıtdışı” kavramı, çok çeşitli tezahürleriyle kadrajda sürekli kendine yer buluyor. Ancak akışta olanın, daha çok “birlikte yazma” eylemi, halleri ve haleti ruhiyesi olduğunu ileri sürebiliriz. Ya da bu sayının bir birlikte yazı yazma parodisi olduğunu da iddia edebiliriz. Tüm bu olasılıklar ve okumalar bir yana, Özselçuk ve Madra'nın bu sayıyı hazırlarken eğlenmiş oldukları aşikâr.

Balca Ergener'in hazırladığı Kayısı Kent A4’ün 12. sayısı bir mektup ve beş posterden oluşuyor. Bu sayıyı, Osmanbey, Mecidiyeköy ve Karaköy'deki PVC'cilerden alabilirsiniz. PVC'ciyi bulduğunuzda tahminen posterlerdeki fotoğraflardan birinin çekildiği noktaya yürüme mesafesinde olacaksınız. Mektup okuyucuya, kâğıdın, metni üzerinde barındıran bir yüzeyden ibaret olduğunu hatırlatıyor ve noktalama işaretleri, bağlaçlar ve zarflar anlatılanın bir zamanlar bir parçasıyken, şimdi sadece anlatılan şeye dair bir izlenim uyandırmak üzere bu tipografik mekânda yerlerini koruyor.

   

  


Soğuk havalar yüzünden İstanbul'da çalışan PVC’cilerin sayısı bugünlerde hızla azalıyor. O yüzden Kayısı Kent A4, kışın mecburi tatilde. Yine de kaldırımın güneşli tarafında Kayısı Kent satan bir satıcıya rastlama ihtimaliniz olabilir. Şu anda Nişantaşı’nda ve Karaköy'de sadece iki PVC'cide son sayıları bulabilirsiniz. [DW]

 

http://kayisikenta4.blogspot.com/