Sömürgeciliğe Karşı

8/7/2021 / skopbülten

Köln’de bulunan Rautenstrauch-Joest Müzesi, “RESIST! The Art of Resistance” (DİREN! Direniş Sanatı) başlıklı karma sergiyi ağırlıyor. 

Müze direktörü Nanette Snoep’e göre serginin en ayırt edici özelliği, sömürgecilik mağdurlarının neslinden gelenlere öykülerini paylaşabilecekleri bir alan açarak bir tür “perspektif değişimi” yaratması. Otuzu aşkın ülkeden, çoğu kadın 40 sanatçının katılımıyla gerçekleşen sergi, günümüzde direnişin ne anlama geldiğini sorguluyor. Ayrıca, Avrupa müzelerinin koleksiyonlarında bulunan ve sömürgeciler tarafından yağmalanmış eserlerin anayurtlarına iadesini de gündeme getiriyor. 

Katılımcılara yakından bakıldığında, Ovaherero Soykırım Vakfı’nın yöneticisi Namibyalı Esther Utjiua Muinjangue, çevresinde bir grup aktivistin toplandığı önemli figürlerden biri olarak dikkati çekiyor. Vakfın amacı, Almanya’nın sömürgecilik döneminde Güney Afrika’da işlediği suçların telafisini sağlamak. Alman devleti, 1904-1908 yılları arasında Herero ve Nama’da çıkan isyanları bastırırken 90 bin kişinin ölümüne neden olmuştu. Bu olay, kimi çevrelerce 20. yüzyılın ilk soykırım vakası olarak kabul ediliyor.

 

OvaHerero ve Namalı aktivistlerin Berlin’de gerçekleştirdiği protesto

 

Nijeryalı sanatçı ve sanat tarihi profesörü Peju Layiwola ise sömürgeciliğin başka bir boyutuna odaklanıyor. Eski Benin Krallığı’na ait bir grup bronz nesneyi kullanarak bir yerleştirme kurguluyor. Rautenstrauch-Joest Müzesi halihazırda 95 adet Benin bronzuna sahip; sanatçının temel problemiyse bunların provenansı. Söz konusu eserler, 1897’de sömürgecilik karşıtı bir isyanı kanlı şekilde bastıran İngilizlerin eserleri ganimet olarak ülkelerine götürmesinin ardından, müzeye adını veren koleksiyoner Rautenstrauch tarafından Londra’da satın alınmış.

 

Peju Layiwola’nın enstalasyonunda kullandığı ve müzenin koleksiyonunda yer alan Benin bronzlarından biri.

 

Surinam kökenli bir ailenin çocuğu olarak Hollanda’da dünyaya gelen Patricia Kaersenhout, tavandan sarkıtarak sergilediği bayraklarında, 20. yüzyıl pan-Afrika kurtuluş hareketinin Karayipli üç öncü figürünü anıyor. Sanatçıya göre Objects of Love and Desire (Aşk ve Arzu Nesneleri) adlı yerleştirme, “bir kadının, özellikle de siyahi bir kadının nasıl davranması gerektiği fikrinden tamamen uzaklaşmayı başaran” cesur kadınları simgeliyor.

 

Patricia Kaersenhout, Objects of Love and Desire (detay)

 

“Diaspora” serisinde Senegalli moda fotoğrafçısı Omar Victor Diop, bir zamanlar büyük saygı uyandıran bazı diplomat, düşünür ve eski kölelerin suretlerine bürünerek yeniden hatırlanmalarını sağlamayı hedefliyor. Ancak ilginç bir ayrıntı gözlerden kaçmıyor: Diop, portrelerin her birinde koltuğunun altında bir futbol topu tutuyor. Böylece günümüzde tüm başarılarına rağmen ırkçı söylemlere sık sık maruz kalan siyahi futbolcuları hatırlatıyor. [İpek Yeğinsü]

 


Omar Victor Diop, Project Diaspora'dan bir kare

 

Nisan 2021’de açılan sergi 9 Ocak 2022’ye kadar görülebilir.

Kaynak: https://www.dw.com

https://rautenstrauch-joest-museum.de

 

 

kolonyalizm