Zaha Hadid’in Parlayan Yıldızı Hayatları Söndürmeye Devam Ediyor: Bakü’de Kentsel Dönüşümün Vahşi Yüzü

4/7/2014 / skopbülten

 

 

 

Zaha Hadid’in, Azerbaycan’ın Bakü şehrinde gerçekleştirdiği Haydar Aliyev Kültür Merkezi, Londra Tasarım Müzesi tarafından yılın tasarımı seçildi. Fakat ‘yıldız’ mimar, Katar’dan Pekin’e dünyanın dört bir köşesinde yaptığı binalarla şöhretini ve servetini şişirirken, projeleri yüzünden hayatları kararan insanların akıbetine duyarsız kalmaya devam ediyor.

Hadid’in tasarımına ödül veren jüride yer alan isimlerden biri, CZWG Architects şirketinden Piers Gough, tasarımı “Marilyn'in uçuşan etekleri kadar seksi” sözleriyle tarif ediyor. Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nin yapımı için kelimenin tam anlamıyla “zorla” evlerinden çıkarılan insanlar düşünülünce, bu sözler tokat etkisi yapıyor.

 

 

 

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporuna göre, kültür merkezinin yapımı için Azerbaycan hükümeti Bakü’de sistemli bir yasadışı istimlak ve zorla boşaltma operasyonu gerçekleştirdi; üstelik buralarda yaşayanlara hiçbir telafi sunulmadı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Giorgi Giorgia bu süreci şöyle anlatıyor: “Hükümet insanları evlerinden çıkarmak için bölgede elektriği, gazı ve suyu kesti. Bazen buralarda yaşayan kişiler durduk yere gözaltına alınıyor, çıktıklarında evlerinin yıkıldığını görüyorlardı. Bazı binalar insanlar içinde yaşarken yerle bir edildi.”

Hadid’in kültür merkezi için 250 ev zorla boşaltıldı, ama merkezin inşaat süreci de en az öncesi kadar tüyler ürpretici. 2010 yılında, inşaat sürerken, Uluslararası İnşaat İşçileri Sendikası, Avrupa’daki en büyük insan ticareti vakalarından birini ortaya çıkarmıştı. Bosna ve Sırbistan’dan kaçırılan göçmenlerin Bakü’de insanlıkdışı koşullarda zorla çalıştırıldığı, fiziksel ve psikolojik işkence gördüğü, pasaportlarına el konduğu rapor ediliyordu.

Hatırlanacağı üzere Zaha Hadid, Katar’da yaptığı stadyumun inşaatında ölen göçmen işçiler konusunda “bu benim değil, Katar yönetiminin problemi” şeklinde yorum yapmıştı. Hadid'in şirketi, daha önce de Pekin’de inşa ettikleri bir iş merkezi yüzünden yoğun tepki almış; projeyle birlikte bölgenin tarihî dokusunun yok edildiği ve sakinlerin yerinden edildiği söylenmişti. Şirketin bu konudaki cevabı da çok farklı değildi: Kendileri projeye başlamadan önce bölgenin zaten “temizlendiğini” öne sürmüşlerdi. 

Hal Foster, günümüzün gösteri mimarlığını ve yıldız mimarlarını incelediği Sanat-Mimarlık Kompleksi kitabında yer alan bir bölümde, Zaha Hadid’in mimarlık pratiğini merceğe alıyor. Şöhret basamaklarını nasıl tırmandığını, ve uyguladığı “postmodern mimarlığın”, avangardı nasıl bir “fars”a dönüştürdüğünü ortaya koyuyor. Aşağıda bu bölümden kısa bir pasaj sunuyoruz. [EG]

 

Son on yılda Zaha Hadid’in statüsü değişmiş, evvelce mimarlık okullarında öncü bir şahsiyetken, daha sonra şöhret basamaklarını tırmanarak yıldız mimar konumuna gelmiştir; tamamlanmış birçok yapısından ve başlamak üzere olan başka birçok projesinden de anlaşıldığı üzere, şirketlerin yönetim kurulları nezdinde itibarı hayli yüksektir. Bu yükseliş 2003 yılında, ABD’deki ilk yapısı olan Cincinnati Çağdaş Sanat Merkezi alkışlarla açıldığında başladı; 2005’te Leipzig’de yaptığı, sanayi için tasarlama yeteneğini ispatlayan BMW fabrika merkezi tamamlandığında teyit edildi. 2004’te saygın Pritzker Mimarlık Ödülü’nü –ilk kadın mimar olarak– kazandı; 2006’da, otuz yıllık çalışmalarını (resim ve tasarımları) biraraya getiren retrospektif sergisi Guggenheim Müzesi’nde açıldı. Son dönemde, Roma’daki XXI Sanat Müzesi (MAXXI) için olumlu eleştiriler aldı; çalışmaları arasında, Ortadoğu’da ofis binaları ve kültür merkezleri, Guangzhou’da bir opera binası, 2012 Londra olimpiyatları için su sporları merkezi gibi başka büyük siparişler de vardır. Hadid artık, bir zamanlar onu eleştirenlerin alışkanlık haline getirdiği gibi, erkeklere ait bir meslekte yırtıcı kişiliği ve egzotik geçmişi (1950 yılında Bağdat’ta doğdu) sayesinde sivrilen bir kadın olmak gibi savlarla hafife alınamaz.

[…]

Sonunda Hadid, kuramcı Peter Bürger’in uzun zaman önce Avangard Kuramı (1974; İletişim 2003) isimli kitabında neo-avangard projelere yönelttiği suçlamadan kaçamayabilir: Bir proje, tıpkı tarihsel avangardda olduğu gibi, eleştirisinde başarısız olabilir, ama böyle bir başarısızlığı tekrarlamak –dahası, bu eleştiriyi stil haline getirmek– fars riskini göze almaktır. Neo-avangardın bir jest haline gelmesi de işte böyle olur.

 

Hal Foster, Sanat-Mimarlık Kompleksi: Küreselleşme Çağında Sanat, Mimarlık ve Tasarımın Birliği, çev. Serpil Özaloğlu (İstanbul: İletişim Yayınları sanathayat dizisi, Mayıs 2013) s. 113-132.

 

Guardian: Wave of Protest over Hadid's Baku Prizewinner

 

mimarlık ve suç, Zaha Hadid, mimarlık, kentsel dönüşüm, tasarım