“Buralar Hep Çöldü”: Filistin Topraklarında İsrail’in Kuruluşu

Hayfa, 1890’lar.[1]

 

Filistin isminin İsrail olarak değiştirilmesi, o topraklarda yaşayacak insanları mekânda yeniden tanzim etme sürecinin parçasıydı. Siyonizm öncesi dönemde “İsrail”in bir devlete değil Yahudi halkına işaret ettiğini unutmayalım (Bnei Yisrael, yani İsrailoğulları; İsrail, Tanrı’nın meleğiyle dövüşen Yakup’a verilen addır, kelime anlamı “Tanrı’yla güreşen”dir). İsrail, Yahudilerin tanrısının halkına hitap ettiği addır. 

Avrupalı Yahudi yerleşimci kolonicilerin Filistin adını İsrail olarak değiştirmesi salt sembolik önem taşımakla kalmaz, ülke coğrafyasının baştan başa elden geçirilmesini de beraberinde getirmiştir. Arkeoloji, İsrail’in Filistin’i dönüştürmesindeki temel kılavuz olmuştur. Kadim İbrani topraklarının mekânsal açıdan diriltilmesi,Yahudilerin ve Filistinlilerin tarihinin resmî Siyonist hükümler doğrultusunda yeniden yazılmasıyla birarada ilerler. Moşe Dayan, genç İsrailliler nesline hitaben yaptığı bir konuşmada, İsrail’in devlet politikalarının temelinde yatan coğrafi benzerlikler yaratma sürecini şöyle açıklamıştır:

 

Yahudi köyleri Arap köylerinin yerinde inşa edildi. Bu Arap köylerinin isimlerini bile bilmiyorsunuz; sizi suçlamıyorum, çünkü o coğrafya kitapları artık yok. Sadece kitaplar değil, Arap köyleri de yok. Malul’ün yerinde Nahalal kuruldu, Cibta’nın yerinde Gvat, Haneyfe’nin yerinde Sarid, Tel-Şaman’ın yerinde Kfar-Yehoşua. Bu ülkede inşa edilen yerlerde eskiden Arap nüfusun yaşamadığı tek bir bölge yok.[2]

 

Bu isim değiştirme süreci plansız programsız ilerlemedi, daha İsrail devleti kurulmadan önce kurumlar eliyle organize ediliyordu. İsrail’in kurulmasından önce önemli Siyonist kurumlardan biri de Yahudi Ulusal Fonu bünyesindeki “Yer Adları Komitesi”ydi. 1948’den sonra “İsrail Yer Adları Komitesi” ismini aldı.[3] Bu iki komite, sokaklara, kasabalara, şehirlere, kibbutz [kolektif çiftlik] ve moşav’lar [köy] ile diğer kolonyal yerleşimlere yeni isimler öneriyor veya önerilen isimleri onaylıyordu. Siyonist yeniden isimlendirme işlemi, İsrail’in Batı Şeria ve Gazze şeridini işgalinde de hızını kesmeden devam etti.[4]

Avrupalı Yahudi göçmenlerin Filistin’de doğan çocuklarına “Sabra” ismini vermesi de, Siyonizmin toprağa dayalı yeni bir Yahudi kimliği oluşturma hedefinin parçasıydı. Sabra[5] Filistin’de yetişen kaktüs meyvesinin (firavuninciri) adıdır (İbranicesi Tzabar). Siyonistler, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, anne-babası Avrupalı olup Filistin’de doğan yeni Yahudiler için bu ismi “sahiplendiler”. Georges Friedmann’a göre bunun kökenleri Tel Aviv’deki Herzlia okuluna dayanıyordu: Avrupa’dan yeni gelen göçmen çocuklar, derslerde Avrupalı Yahudi göçmenlerin Filistin’de doğan çocuklarından daha başarılı oluyorlardı. Çocuklar, aşağılık duygusunu telafi etmek için, firavuninciri soyup kabuğunun altındaki meyveyi dikenleri ellerine batırmadan çıkarsınlar diye parlak öğrencilere meydan okuyorlardı – Filistin’de doğan çocukların rahatlıkla yapabildiği bir şeydi bu.[6] Yeni Yahudi, yalnızca koparılması zor bir meyve olmakla kalmıyordu, aynı zamanda çölde yetişmişti – yeni bir coğrafyanın mahsulüydü. Annesi doğa ve “İsrail Ülkesi”ydi. Aldığı isim, Siyonizmin Filistin coğrafyasını, tarihini ve kültürünü kendine mal etmesinin parçasıydı. Yeni Yahudi’nin isminin Arapça olması, İsrail’in (geleneksel Filistin ve Doğu Akdeniz yemekleri olan) falafel ve humusu İsrailli Yahudilere mal etmesindeki veya (geleneksel Filistin ve Doğu Akdeniz halk dansı olan) dabke’yi İsrailli Yahudilere mal etmesindeki kültürel hırsızlıktan daha çelişkili değildi.[7]

Filistin’de doğan Avrupalı Yahudi yerleşimci kolonicilerin çocuklarına yaygın biçimde bu yeni ismin verilmesine paralel olarak, tüm Avrupalı Yahudi yerleşimcilerle çocuklarının isimleri de bilfiil değiştiriliyordu.[8] Rosenthal, Goldstein, Schwartz veya Shapiro gibi Avrupalı Yahudi soyadları, doğayla, siyasi coğrafyayla ve sert erkeklikle kurulan yeni ilişkiyi yansıtması için Galili veya Golan olarak (Celile ve Golan Tepeleri’ne atfen), Even (taş), Sella (kaya), Şamir (kaya), Peled (çelik) ve Nir (dere) olarak değiştiriliyordu. Cohen (rahip) ve Levi (Levili, ruhban mensubu) gibi kadim Yahudi isimleri bile çoğu zaman değiştirilip Keidan (mızrak) ve Lavi (aslan) yapılıyordu. Ön isimler de Siyonist plan doğrultusunda değiştiriliyordu. Benjamin Beit-Hallahmi’ye göre, son 2000 yılda “Amos ve Yoram adını (İbrani İncilinde ‘Rabbin gözünde kötü olanı yapmış’ iki kralın adlarını) taşıyan hiçbir Yahudi olmamıştı. Yahudi geleneğinde reddedilen isimler şimdi makbul görülüyordu, çünkü temel ilke o geleneğin reddedilmesiydi”.[9] Keza, 1886’da Plonsk’ta [Polonya] David Grun adıyla doğmuş olan David Ben-Gurion, 1906’da Filistin’e geldiğinde, MS 66 yılında Romalılara karşı başlatılan Büyük Başkaldırı hakkında Talmud’da anlatılan menkıbelerde yeni ismini bulmuştu.

Siyonizmin Yahudi tarihini diriltmesi aslında İbrani coğrafyasının diriltilmesine denk düşüyordu. Yahudi tarihî hafızası (Ber Borohov Filistin’i “hatıralar diyarı” olarak tarif eder), Siyonist hermeneutik süzgeçlerden geçirilerek coğrafi bir hafızaya dönüştürülüyordu. Siyonizmin İbrani peygamberler yerine İbrani krallarını yüceltmesi tesadüf değildi. Sonuçta toprakları fethedip Siyonistlerin şimdi hak iddia ettiği bölge sınırlarını genişletenler peygamberler değil krallardı. Hatta kadim İbrani geçmişinden çıkarılarak ihya edilen bazı figürlere, diaspora geleneğinde atfedilenin tam tersi değerler yükleniyordu. Bar Kohba (yıldızın oğlu), Siyonizm öncesi Yahudi geleneğinde aslında Bar Koziba (yalanın oğlu) olarak adlandırılırdı – kendini yalandan Mesih ilan ettiği ve Tanrı’dan vazgeçerek yenilgiye uğradığı için. Siyonist gelenekte ise Bar Kohba, (modern İsrail’in ilk genel kurmay başkanı ve 1950’lerin önde gelen arkeoloğu Yigael Yadin’in verdiği isimle)[10] son Yahudi “başkanı”dır (nasi), hatta “İsrail’in tarihî ordularının son kurmay başkanı”dır.[11] Burada anlaşılması gereken asıl önemli husus, diaspora Yahudi geleneği ve dininin İbrani tarihinde önemli addettiği unsurlar ile modern Siyonistlerin önemli görerek öne çıkardıkları arasındaki farktan öte, kadim İsrail’in fiilen icat edilmesidir – Siyonizmin akıl almaz kurgularından önce asla var olmamış bir İsrail.[12]

 

Filistinlilerin sürülmesinden sonra bir evin çatısında İsrail bayrağıyla poz veren Hagana (Siyonist paramiliter örgüt) üyeleri, Hayfa, Nisan/Mayıs 1948.  

 

Filistin’in “Avrupa Yahudilerinin çiçeklendireceği bir çöl” olabilmesi için, İsrailliler topraklarından sürülen Filistinlilerden kalan ve onların varlığına işaret edebilecek her türlü izi yok etmeye ahdettiler, 418 Filistin köyü de buna dahildi.[13] Israel Shakak şöyle yazıyordu:

 

İsrail Devleti bölgesi içinde 1948’den önce var olan Arap yerleşimleri hakkındaki gerçekler İsrail hayatında en titizlikle saklanan sırlardan biridir. Hiçbir yayında, kitapta veya makalede [Arap köylerinin] ne sayısından ne de yerlerinden söz edilir. Elbette bu, resmî ideolojinin “boş ülke” efsanesi İsrail okullarında öğretilebilsin, turistlere anlatılabilsin diye kasıtlı olarak yapılan bir şeydir. [...] Bu tahrifat Ortadoğu dışında hemen hemen her yerde kabul edildiği için bence bilhassa vahimdir, dahası yok edilen köyler –neredeyse tüm vakalarda– tamamen yıkılmıştır: Evleri, bahçe duvarları, hatta mezarlıkları ve mezartaşları bile yok edilmiştir ki kelimenin gerçek anlamıyla taş taş üstünde kalmasın ve turistlere “buralar hep çöldü” denebilsin.[14]

 

Joseph A. Massad'ın The Persistence of the Palestinian Question: Essays on Zionism and the Palestinians (Routledge, 2006) adlı kitabından, “The ‘post-colonial’ colony: time, space, and bodies in Palestine/Israel” başlıklı bölümün “Naming as geography” altbaşlığından seçilmiş pasajlar. Görseller sayı editörü tarafından eklendi. 



[2] Ha’Aretz, 4 Nisan 1969, aktaran David Hirst, The Gun, s. 221. 

[3] Bkz. Saul Cohen ve Nurit Kliot, “Israel’s place-names as reflection of continuity and change in nation building”, Names, Journal of the American Name Society, 29: 3 (Eylül 1981). Yahudi Ulusal Fonu, Filistin’de Yahudilerin “iktisap ettiği” toprakların tümüne sahip olan Siyonist organizasyon. 

[4] Bkz. Saul Cohen ve Nurit Kliot, “Place-names in Israel’s ideological struggle over the administered territories”, Annals of the Association of American Geographers, 82: 4 (1992). 

[5] Arapça sabrasabbar veya sabr kelimeleri “sabır” kökünden gelir. Sabra kaktüsü, yağmur ve suyu sabırla bekleyen bir çöl meyvesidir. Sabırlı bir bitkidir. 

[6] Georges Friedmann, The End of the Jewish People? (Garden City, NY: Doubleday & Company, 1967) s. 115. 

[7] Şunu da kaydedeyim, Siyonistlerin buna standart itirazı, bu yemek ve dansların İsrail’e göç eden Arap Yahudileri arasında da yaygın olduğu, dolayısıyla Filistinlilerden temellük edilmediği iddiasıdır. Ancak İsrail’de Suriyeli, Filistinli veya Lübnanlı Yahudilerin sayısının çok az olduğu gerçeği bu iddiayla çelişiyor (Suriyeli ve Lübnanlı Yahudilerin büyük kısmı ABD’ye ve Meksika başta olmak üzere Latin Amerika’ya göç etmişti, kalan Filistinli Arap Yahudilerinin sayısı ise her yerde çok az). Arap Yahudilerinin büyük kısmı Fas, Irak ve Yemen’den, yani humus ve falafelin de dabke dansının da bulunmadığı yerlerden gelmiştir. 

[8] Bkz. Beit-Hallahmi, Original Sins, s. 123-124.

[9] A.g.e., s. 124. Siyonistlerin ağaç ve kuş isimleri gibi, doğayla ilişkili daha şiddet içermeyen isimler seçtiğini de ekleyeyim: Ilana, Tamar, Ella, Alona, Oren gibi; gerçi bu “barışçıl” isimler, birkaç istisna hariç, kadın isimleriydi. 

[10] Yigael Yadin, Bar Kochba, The Rediscovery of the Legendary Hero of the Second Jewish Revolt Against Rome (Kudüs: Weinfeld and Nicholson, 1971) s. 15. Yadin ve bulguları üzerine bkz. G. W. Bowersock, “Palestine: ancient history and modern politics,” Edward Said et al. (ed.), Blaming the Victims içinde, s. 181-191. 

[11] Yisrael Eldad’dan aktaran, Yael Zerubavel, Recovered Roots, s. 58. 

[12] Bkz. Keith Whitlam, The Invention of Ancient Israel, The Silencing of Palestinian History (New York: Routledge, 1996). 

[13] Yok edilen Filistin köyleri konusunda bkz. Walid Khalidi (ed.), All That Remains

[14] Israel Shahak, “Arab villages destroyed in Israel”, 2 Aralık 1973 tarihli rapor, Uri Davis ve Norton Mezvinsky (ed.), Documents from Israel 1967-1973 (Londra: Ithaca Press, 1975) s. 43-44. 

 

skopdergi 24