-
14/4/2017
Neredeyse istisnasız bütün katılımcı sanat çağrılarının altında şu iki saikten biri yatar: Bunlardan ilki, fiziksel ya da sembolik katılım sayesinde güçlenen, etkin bir özne yaratma arzusudur. İkinci saik, yaratıcılıkla ilişkilidir. İşbirliğine dayalı yaratıcılığın, hiyerarşik olmayan, daha olumlu bir toplumsal modelden doğduğu ve yine böyle bir model ürettiği düşünülür. 
-
23/3/2017
Nietzsche’nin etkisi altındaki Dadacılar, mimarlığı ve sanatı köklü bir yeniden değerlendirmeye tabi tuttular. Mimarlığın doğasını birlik tanımlamıyordu artık; açık uçlu montaj sürecinin çoğulluğu, değişimin göreceliği ve zamansal süreci tanımlıyordu. Örgütleyici ve biçimlendirici ilkesi, sezgiydi.
-
16/3/2017
Modern ile çağdaş arasındaki ayrım, Batı sanat tarihinde değil, “modernlik” ve “modernizm” kategorilerine yönelik Sovyet tepkisinin bir sonucu olarak 1945’ten sonra Doğu Avrupa’da sabitlendi. 
-
15/3/2017
Tarihsel şimdinin zamansal niteliği geçtiğimiz yirmi otuz yıl içinde değişmiştir ve bu değişimin meydana getirdiği durumun farkını ve önemini en iyi yansıtan da con-temporaneity’nin kendine özgü kavramsal grameridir: yalnızca zaman‘da’ değil, zamanların biraraya gelmesi. Kopukluk içinde bir zamansal birliktelik ya da şimdiki zamanların kopuk birlikteliği...
-
5/3/2017
Sanatın, salt kişisel bir yaratıcılık ve kendini ifade etme meselesi olduğu yanılsaması, ekonomik deneyimlerini izleyicilerden saklayan sanat koleksiyonerleri ve konargöçer küratörler tarafından muhafaza ediliyor. Öyle ki, müze mekânı, sergilenen eserlerin ardında yatan ekonomik koşullar hakkında izleyicilere en ufak bir ipucu vermiyor. 
-
13/2/2017
Çağdaş sanatın küreselleşmesinin sonuçlarından biri de şu oldu: Batılı olmayan sanatçılar, “etnik” yaftasını reddedip, etnik aidiyetlerini, ırk ayrımcılığının yükünden kurtulmuş kişisel bir kimlik olarak keşfettiler. Aynı zamanda, Batı’daki sanatçılar da, onları çizgisel bir “sanat tarihi” seyrinin haleflerine indirgeyen sanat tarihi etiketini referans çerçevesi olarak kabul etmeyi bıraktılar. 
-
5/2/2017
Bu kitabın konusu, mimarlığın, hangi kaynak ve pratiklerden beslenerek, ne tür dönemeç ve manevralar alarak güncel neoliberalleşme süreçlerine hizmet eden bir denetim ve itaat aracına dönüştüğüdür. 
-
23/1/2017
Neoliberalizm, tuhaf bir kavram; ekonomi alanının ötesine geçip felsefeye ve insanların dünyayı görme biçimlerine uzanıyor. Thatcher’ın vakti zamanında dediği gibi “ekonomi yöntemdir; amaç ise ruhu değiştirmek”. Douglas Spencer’a göre bu vecizenin ete kemiğe büründüğü alanlardan biri de mimarlık. 
-
16/1/2017
Jonathan Jones’un 20 Ocak’ta gerçekleşecek sanat grevini “içi boş bir radikallik gösterisi” olarak tanımlaması ya yeteri kadar araştırma yapmadığını ya da gerçekleri kasten abarttığını gösteriyor – bunun teslimiyetçi bir yargı olduğuna hiç kuşku yok. 
-
29/1/2017
Sanatın küreselleşmesi, sanatın, sanat tarihinin himayesinden çıkışında yeni bir evreyi temsil ediyor. Küreselleşmenin dünyayı merkezsizleştirmesiyle beraber ortaya çıkan “yeni ekonomi”nin “serbest ticaret” ideolojisi, önümüze bir “serbest sanat” retoriği sürdü. Piyasanın izin verdiği ölçüde istediği yönde ilerlemekte serbest bir sanat bu.
-
8/1/2017
Küresel ölçekli sanat, ne kendi içinde tanımlanabilecek ayrı bir estetik niteliğe ne de neyin sanat olarak kabul edilmesi gerektiğine ilişkin küresel bir anlayışa işaret ediyor. Yeni bir bağlamı temsil etmektense, bir bağlam ya da odak noktası kaybına delalet ediyor. 
-
2/1/2017
Bir simülasyon olarak tasavvur edildiği ölçüde benlik dediğimiz şey, başkaları tarafından denetlenen ve tasarlanan özneleştirme süreçlerine maruz bırakılıyor. Dolayısıyla, günümüzde özneleştirme “tasarım”dan ziyade büyük ölçüde mühendislikle ilgili bir süreç haline geldi.
-
19/12/2016
Simone Weil “Boş umutlarda teselli bulan insanlardan hoşlanmıyorum” demişti. Bana göre, düşünce tam olarak budur: umutsuzluğa düşme cesareti. Kim bunun iyimserliğin zirvesi olmadığını söyleyebilir ki? 
-
12/12/2016
Paris Komünü sırasında kurulan Sanatçılar Federasyonu, herkesin güzellik içinde yaşama ve çalışma hakkı olduğunu savunuyordu. Sanat, sanatçıların denetimine bırakılacaktı; sanat ve kültür hakkı tanınacaktı. 
-
24/11/2016
2016’dayız ve hâlâ kapitalizm hüküm sürüyor. Peki ama, çağımızın kapitalizmi nasıl işliyor? Nasıl oluyor da geçtiğimiz yüzyılın son demlerinde nihai zaferini ilan etmiş bir sistem, içinde bulunduğumuz yüzyıla adım atar atmaz şimdiye kadarki en ciddi ve şiddetli krizlerinden biriyle karşı karşıya kalıyor? 
-
13/11/2016
Sayı 10
-
9/11/2016
1990’ların sonlarına doğru Avrupa kültür sahnesinde iki fenomen belirdi. Bunlardan ilki, Richard Florida’nın çalışmaları üzerinden geliştirilen “yaratıcı endüstriler” yaklaşımıydı. Öte yandan, aynı sıralarda, yeniden yıldızı parlayan radikal teori uluslararası ölçekte popülerlik kazandı. Bazıları bu akımı post-Operaismo olarak tanımlıyor; bazılarıysa post-otonomculuk olarak. 
-
13/11/2016
Sayı 10
-
13/11/2016
Sayı 10
-
4/11/2016
20. yüzyılı 21. yüzyıla bağlayan son yirmi yılda, tüm dünyada bienallerin ve sanat fuarlarının sayısında muazzam bir artış yaşandı. Sanat fuarları, bienallerin illa sahip olmak zorunda olmadığı ticari bir çıkara ve faaliyet alanına sahip olsalar da, sonuçta her ikisi de dudak uçuklatacak kadar büyük, ulus-aşırı bir ölçekte sanat sergilemek amacıyla tasarlanmış kurumsal yapılar. 