-
5/7/2018
Gözlerinde uçsuz bucaksız bir uçurum taşıyor. Bu karanlık ve yarı açık gözler, sisin içinde bir ufuk çizgisi ararcasına uzaklara bakıyor. Hafifçe yukarıya kıvrılmış açık dudaklar, devrimcinin suratında hiçbir zaman görmediğimiz bir ifadenin ilk emarelerini ele veriyor...
-
16/5/2018
Geçenlerde gösterime giren "Kare" başlıklı film, içinde bulunduğumuz karmaşa hakkında fikir edinmemize yardımcı olabilir. Yönetmen Ruben Östlund, özellikle iki sahnede, hedefi tam on ikiden vuruyor...
-
8/5/2018
Britanya’da kültür hakkındaki tartışmaların temelini genellikle sanat alanındaki eşitsizlikler oluşturuyor. Fakat, toplumsal eşitsizliklerin boyutları ve bu eşitsizliklerin nasıl işlediği konusunda net bir fikre sahip değiliz...
-
25/4/2018
Tüm dünyada gençler, kapitalizmin vahşi eşitsizlikleri karşısında hayal kırıklığına uğrarken, statüko savunucuları, genç seçmenleri kolektivist fikirlerin kötülükleri konusunda ikna etmek için ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır elbette. Ders kitaplarını baştan yazacak, anıtlar dikecek ve komünizmin kurbanları için anma günleri düzenleyecekler...
-
8/4/2018
Forensic Architecture, Goldsmiths Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren bir örgüt. Kurucusu ve direktörü, Britanyalı-İsrailli mimar Eyal Weizman. Başlıca misyonu, araştırma yapmak ve “özgül davalara ilişkin delile dayalı sistemler geliştirmek”. 
-
2/4/2018
Sayı 12
-
2/4/2018
Sayı 12
-
1/4/2018
19. yüzyılda yöresel halk hikâyelerini yazıya döken Grimm kardeşlerin amacı, bunlar üzerinden bir Alman Volk’u tarif etmek ve Alman halkını modern bir ulus halinde birleştirmekti. 
-
14/3/2018
Miró’nun otomatizmiyle biyomorfik formları, iç içe geçerek, sürrealizmin başat resim tarzlarından birini meydana getirdi. Max Ernst, Yves Tanguy ve Dalí gibi Miró’nun çağdaşı pek çok sanatçının eserlerinde bu tarzın etkisine rastlanır.
-
17/2/2018
Roque, bir propagandacı değildi; düşünen bir adamdı ve bunun yanı sıra, bunun ötesinde ve berisinde, her zaman büyük bir şairdi... 20. yüzyılda okuduğum en iyi şiirlerden bazılarını yazmış bir şair.
-
4/2/2018
1980’lerdeki temellük kavrayışının, terim hakkındaki Marksist yoruma dayalı olduğunu söylemekte fayda var. Geriye dönüp baktığımızda gerçekten de Marksist arka plandan epey faydalanıldığı anlaşılıyor; mesela, Sherrie Levine, eserlerini temellük ettiği erkek sanatçıları mülksüzleştirdiği için övgülere boğulduğunda olan buydu.
-
27/1/2018
Günümüzde sanat piyasası iki inanç üzerinde yükseliyor. Bunlardan ilki, Ölülerin Ebedi Dirilişi dogmasıdır. Bu dogmaya göre, eski olan her şey hayata döndürülebilir. İkincisi ise, imansızlara ve kuşkuculara, yeni olan hiçbir şeyin reddedilemeyeceğini öğreten Van Gogh’un Kulağı Mucizesi’dir. 
-
11/1/2018
Gelişmiş kapitalist toplumlar estetiğin hâkimiyeti altındaki bir aşamaya girdiler. İnsan duyarlılığını azami seviyede uyarma becerisine dayalı bir aşama bu. Bu aşamaya gelinebilmesi için estetik üretiminin genel olarak ürün üretim süreciyle tam anlamıyla bütünleşmesi; bunun için de, ürün-odaklı ekonomik sistemin estetik üretimle aynı soyutlaşma ve esnekleşme sürecinden geçmesi gerekti.
-
24/12/2017
Foucault’ya göre reel sosyalizm, mevcut yönetim sanatlarının aşırı büyümüş bir rasyonalizasyonunu temsil ediyordu. Kendine özgü bir yönetim sanatı geliştiremeyen sosyalizm, vermek zorunda olduğu tarihsel mücadelelerin de etkisiyle, bir yanda “iç tehlikelere karşı bir düzeltici ve yatıştırıcı” olarak liberalizme; öte yanda ise, Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi, polis devleti biçimini alan büyük bir idari aygıta bağlanmak zorunda kaldı.
-
10/12/2017
Şimdide olduğumuzun, şimdinin her yeri saran mevcudiyetinin giderek daha çok ayırdına varıyoruz; bunun sonucunda, farklı zaman türlerinin ve bunlar arasındaki bağlantıların da farkına varmaya başlıyoruz. Bir anlamda, genişletilmiş bir şimdiki zamanda yaşıyoruz.
-
21/11/2017
Burada özellikle politik sanat ile süper-zenginlerin sanatı arasındaki şizofrenik ilişkiye ve bunun teori, eleştiri ve sanat dünyasının diğer alanlarla ilişkisi açısından ne gibi sonuçlar doğurduğuna odaklanmak istiyorum...
-
9/11/2017
Günümüzde, çoğul zamanların, yalnızca aynı zaman zarfında ve birbirlerine paralel olarak var olmakla kalmayıp, birbirleriyle bağlandıkları ve aynı şimdiki zaman üzerinde etkide bulundukları giderek daha aşikâr hale geliyor: eşitsiz bir şekilde dağılmış ve paylaşılıyor olsa da, bir anlamda dünyasal bir şimdiki zaman bu. 
-
27/10/2017
Rancière’in mutabakatı durağan ve yekpare bir şey olarak görmesi, mutabakatın ihtilaflı –ya da Rancière’in terimleriyle söyleyecek olursak, uyuşmaz– doğasını ıskalamasına sebep olur. Bu mutabakat, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından başlayarak kendi içinde bir dizi etnik, dinî, ulusal, uluslararası, cinsel ve sınıf-temelli çatışma ekseninde parçalanmıştır. 
-
20/10/2017
Rancière, insanların zihinlerinde mevcut olan politik ve sanatsal düzenle uyumsuzluk yaratan politika ve sanata özgürleştirici bir rol atfeder. Bu kesintiler, polis’in çıkar ilişkileri gözetilerek düzene sokulmuş insanları muhatap alır. 
-
17/10/2017
Rancière, polis düzeni ve sanat rejimiyle uyuşmayan tavırları özgürleştirici bularak destekler. Nietzsche’den ya da çağdaşlıktan pek bahsetmese de Rancière’in özgürleştirici eylemini gerçekleştirebilecek tek kişi Nietzsche’nin vakitsiz davranan çağdaş insandır.